Aşkın Sigorta (Over Insurance)
Azami İyiniyet (Utmost Good Faith)
Birlikte Sigorta (Coinsurance)
Bütün Tehlikeler ( All Risks )
Beklenen Azami Hasar (Probable Maximum Loss)
Coğrafi Sınırlar (Territorial Limits) Entegral Muafiyet (Franchise)
Entegral Muafiyet (Franchise)
Eksik Sigorta (Under Insurance)
Fiyat (Rate)
Genel Şartlar(General Conditions)
Gerçek Tam Zıya (Actual Total Loss)
Hasar (Damage )
Hükmi Tam Zıya (Constructive Total Loss)
Hasar Fazlası Reasüransı (Excess Of Loss )
Hasar Prim Oranı (Loss Ratio)
Hesap/Muhasebe Yılı (Accounting Year)
Hasarı Önleme (Outstanding Loss)
İş Yılı (Underwriting Year )
Kloz (Clause)
Komisyon (Commission
Kısmi Hasar (Partial Loss/Particular Average)
Kazanılmış Net Prim (Net Earned Premium)
Lehdar (Beneficiary)
Lütuf Ödemesi (Ex Gratia)
Müşterek Sebep (Concurrent Cause)
Mücbir Sebep (Act Of God)
Mutabakatlı Poliçe (Agreed Value/Valued Policy)
Muallak Hasar (Outstanding Loss)
Meydana Gelmiş Ancak Bildirilmemiş (Incurred But Not Reported)
Müşterek Avarya (General Average)
Mortalite Tabloları (Mortality Tables )
Özel Şartlar (Partıcular Conditions)
Prim (Premium)
Poliçe Devri (Assignment)
Sigorta (Insurance)
Sigorta Poliçesi (Insurance Policy)\
Sigorta Bedeli (Sum Insured)
Sigorta Süresi (Insurance Period)
Sigorta Başlangıç Tarihi (Attachment Date)
Sigortanın Sona Ermesi (Expiry Date Termination)
Sigorta Konusu (Subject Matter Of Insurance)
Sigorta Edilebilir Risk (Insurable Risk)
Sigorta Sertifikası (Certificate Of Insurance )
Sigorta Sahtekarlığı (Insurance Fraud)
Teminat Belgesi (Cover Note)
Teklif Formu (Proposal Form)
Teminat (Cover/Coverage)
Tazminat Talebi (Claim)
Tenzili Muafiyet (Deductible)
Uzak Sebep (Remote Cause)
Yenileme (Renewal)
Yakın Sebep (Proximate Cause)
Yükümlülük Karşılama Yeterliliği (Solvency Margin)
Zorunlu Sigorta (Compulsory Insurance)
Zeyilname (Endorsement)
Zarar, Zıya (Loss)
 Aşkın sigorta terimi, tazminat poliçelerinde söz konusu olan bir   kavramdır. Poliçedeki sigorta bedelinin, sigorta konusunun gerçek ve   makul değerinin üzerinde olması halidir. Sigortanın temel prensibine   göre amaç, sigortalının uğradığı maddi kaybın giderilmesi olmakla   birlikte, çeşitli nedenlerle sigorta bedeli, sigortalı tarafından gerçek   ve makul değerin üzerinde beyan edilmektedir.
        Ancak, sigorta şirketi, bir tam zıya durumunda, o malın gerçek değerini   ödemek veya ikame etmek durumunda olduğundan, sigortalı, olması   gerekenden fazla prim ödemiş olacaktır.
         
 Bir sigorta sözleşmesinin tarafları, sigortacı ile sigortalıdır.   Sigorta şirketi, sigorta edilecek olan mal, hayat veya sorumluluk konusu   olan şey ile ilgili hiçbir bilgiye sahip değildir ve karşı tarafın   vermiş olduğu bilgiye güvenmek durumundadır. Diğer taraftan, menfaatini   sigorta ettirmek üzere teklif formunu doldurmakta olan kişi de, kendi   ihtiyaçlarına yönelik ürünü belirlemede sigortacının vermiş olduğu   teknik bilgiye güvenmek durumundadır.
        Sigorta sözleşmesinin oluşturulması aşamasında her iki taraf için de   söz konusu olan ortak nokta, tamamen karşı tarafın vermiş olduğu bilgiye   güvenmek durumunda olmalarıdır. Taraflardan birinin iyiniyetli olmaması   nedeniyle karşı tarafa gerçek olmayan bilgi vermesi, karşı tarafı   yanıltmak ve istemediği bir sözleşmeye girmesini sağlamaktır ve iyiniyet   prensibinin ihlali, karşı tarafa sözleşmenin feshi hakkını vermektedir.
         
 Sigorta konusu olan menfaatin, aynı tehlikelere karşı, aynı sigorta   dönemi içerisinde birden fazla sigorta şirketi tarafından   sigortalanmasıdır. Sigorta şirketleri çeşitli nedenlerden dolayı,   sigorta konusu olan şeye birlikte teminat vermektedir ve bunun başlıca   nedeni, sigorta bedelinin, sigorta şirketerinin mali gücüne ve mevcut   kapasitelerine göre çok yüksek olması ve tek başlarına teminat vermeye   müsait olmamasıdır.
         
 Bir çok branşta uygulanan ve sigortalının alabileceği en geniş teminat   biçimidir. Teminatın adı “Bütün Tehlikeler” olmasına rağmen,   karşılaşılabilecek bütün tehlikelere karşı koruma sağlayan bir teminat   değildir. Bu tip poliçeler, kişilerin artan sigorta ihtiyaçlarına cevap   vermek üzere oluşturulmuş, nispeten yeni ürünlerdir. Poliçenin,   istisnalar bölümünde, hangi tehlikelere karşı koruma sağlamadığı tek tek   sayılır ve bu istisnaların dışında kalan tüm tehlikelerin teminat   altında olduğu belirtilir. Bu özelliğinden dolayı bu poliçeler, “Bütün   Tehlikeler” (All Risks) Poliçesi olarak adlandırılmaktadır.
         
 Normal şartlar altında, tek bir olaydan meydana gelebilecek, muhtemel   azami hasar miktarıdır. Meydana gelme ihtimali çok az olan, örneğin   katastrofik olaylardan ileri gelebilecek hasarlar, Beklenen Azami Hasar   hesabına alınmaz.
         
Sigorta poliçesinin yürürlükte olduğu coğrafik alandır. Örneğin, bir tekne poliçesindeki "Sefer Sahası" veya "Faaliyet Alanı" gibi terimler, o tekne poliçesinin ancak o alanlarda meydana gelebilecek hasarlar için yürürlükte olduğu anlamına gelmektedir.
Sigorta dönemi içerisinde meydana gelen ve belli bir miktarın altında kalan hasarın, sigortalı tarafından; hasarın bu miktarı aşması durumunda ise, tamamının sigorta şirketi tarafından ödenmesini öngören muafiyet uygulamasıdır. Sigorta bedelinin belli bir yüzdesi veya maktu olabilir.
Poliçe üzerinde açıkça ifade edilmiş, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını içeren koşullardır.
Sigorta konusu olan şeyin, sigorta teminatı kapsamındaki tehlikelerden birinin gerçekleşmesi sonucu tamamen kullanılamaz ve onarılamaz hale gelmesi durumudur. Bu durumda, sigorta şirketinin azami sorumluluğu, sigorta poliçesi üzerinde yazan miktar kadardır. Bir binanın yanması veya depremde yıkılması, bir geminin batması gerçek tam zıya örnekleridir.
Herhangi bir mala, eşyaya verilen fiziki hasarı veya kişinin gerek bedeni, gerekse manevi zararını ifade etmek için kullanılır.
Sigorta teminatı kapsamındaki tehlikelerden birinin gerçekleşmesi sonucu, hasarı önlemek için yapılacak masrafın, kurtarılacak değeri aşması veya sigorta konusu olan şeyin tahmini tamir masrafının, ekonomik maliyet sınırını geçmesi hallerinde hükmi tam zıiya durumu sözkonusu olmaktadır. Genellikle nakliyat sigortalarında söz konusudur.
 Bir reasürans anlaşması türüdür ve reasürör, sigortacının yazmış olduğu   işlerden elde ettiği primin belli bir kısmı karşılığında, o işlere   ilişkin meydana gelen hasarların, önceden saptanmış bir tutarı (sedan   şirketin net saklama payı) geçen kısmını karşılamayı taahhüt eder.
        Hasar Fazlası Reasürans Anlaşmalarının Bölüşmeli Reasürans   Anlaşmalarından en büyük farkı, sadece hasara ilişkin bir anlaşma   olmasıdır. Tek bir branş için olabildiği gibi birkaç branşa birlikte de   uygulanabilir ve özellikle kümül oluşturan hasarlarda ve katastrofik   olaylarda, sigorta şirketinin koruması açısından oldukça etkili   anlaşmalardır.
 Ödenmiş ve muallak hasarlar toplamının kazanılmış prime olan oranıdır.   Ancak, hasar prim oranı hesaplanırken, bir önceki yılda ayrılmış prim   rezervi ve bir önceki yıl muallak hasarları da hesaba katılmaktadır.   Hasar prim oranının hesabı şu şekilde yapılmaktadır:
        (Ödenen Hasar + Muallak Hasar + Cari Yıl Prim Rezervi) / (Prim + Geçen   Yıldan Devreden Muallak Hasar + Geçen Yıldan Devreden Prim Rezervi)
Sigorta poliçesinin yürürlüğe girdiği tarih göz önüne alınmaksızın, o poliçeye ilişkin tahakkuk eden primin hesaba kaydedildiği takvim yılıdır. Bir hesap yılı içerisinde, başlangıç tarihleri farklı olan poliçelere ait primler olabilmektedir. Örneğin, bir yıldan uzun süren Mühendislik, Tekne İnşaat poliçelerinde, risk devam ettiği sürece prim tahakkuk etmekte, bu primler, başlangıç tarihleri eski olan poliçelere ait olmakla birlikte, içinde bulunan hesap yılı kapsamında değerlendirilmektedir.
Meydana gelmesi muhtemel hasarın nedenlerini araştırarak, bu nedenleri ortadan kaldırmak üzere sigortalıya tavsiyelerde bulunmak, bilgi ve donanım sağlamak ve sigorta poliçesine, tedbir öngören bazı şartlar ilave etmek gibi sigortacı tarafından alınan tedbirlerin tümü, hasarı önleme faaliyetleridir.
I - İ Poliçenin düzenlendiği yıldır. Sigorta muhasebesi bakımından önem   taşımaktadır. Bu poliçeye ilişkin primlerin takip eden yıl içinde de   (bir yıldan uzun vadeli inşaat poliçelerinde prim ödemesi, inşaat devam   ettiği sürece örneğin, 10 yıl sürebilmektedir) sigortacıya ödemiş   olması, iş yılı hesabı açısından bir fark oluşturmaz ve poliçenin   düzenlenmiş olduğu yıla göre hesaba alınırlar.
        Aynı şekilde, bu poliçeye ilişkin yapılan hasar ödemeleri de, aradan   geçen süre ne kadar uzun olursa olsun, poliçenin düzenlenmiş olduğu yıla   göre muhasebeleştirilirler.
KOMİSYON(COMMISSION)
 Sigorta şirketlerinin, prim üretimi başta olmak üzere sigortacılık ile   ilgili faaliyetlerinde şirket adına iş yapan sigorta aracılarına ödediği   belli orandaki para miktarıdır. Bu oran, sigorta aracısının düzenlediği   veya düzenlenmesine aracılık ettiği poliçe toplam priminin belli bir   yüzdesidir. Her bir sigorta branşı için ayrı olmak üzere farklı   kademelerdeki sigorta aracılarına değişik yüzdelerde komisyonlar   ödenmektedir.
        Sigorta şirketi ile reasürans şirketi arasındaki ilişkide aracılık eden   reasürans aracısı kişi ve kuruluşlara da bir komisyon ödenmektedir ve   buna da reasürans komisyonu denilmektedir.
 Sigorta konusu olan şeyin, adından da anlaşılacağı üzere kısmen   hesaplanmasıdır. Ancak, bir hasarın "kısmi" olup olmadığını belirleyen   bir ekonomik sınır söz konusudur ve bu sınır sigortacı açısından çok   önemlidir. Sigorta konusu olan şeyin kısmen hasarlanması durumunda dahi,   tamir ve diğer masraflar toplamının sigorta bedeline göre yüksek bir   oran tutması, diğer bir deyişle tamirin ekonomik olmaması halinde hükmi   tam zıya çözümüne gidilebilir.
        Buna göre, bir hasarın kısmi nitelikte olup olmadığını belirleyen   faktör, tamir bedelinin sigorta şirketi açısından ekonomik olmasıdır.
 Hesap yılının birinci gününden itibaren sigortacı tarafından   düzenlenmiş poliçeler karşılığında yazılan primler, teknik anlamda brüt   primdir. Hesap yılı içerisinde, örneğin, dördüncü ayda düzenlenen   poliçenin yıllık priminin sadece sekiz aylık karşılığı cari yıla ait,   geri kalan dört aylık primi ise takip eden yılın hesabına dahil   olmaktadır.
        Sigorta şirketi tarafından düzenlenen tüm poliçeler için tek tek böyle   bir hesap yapmak güç olduğundan, şirketin yıl içerisinde tahakkuk   ettirdiği toplam primin belli bir yüzdesi devam eden riskler için bir   sonraki yıl hesabına aktarılmaktadır. İstihsal edilen yıllık primden   reasürans maliyeti ve devam eden riskler için ayrılan rezerv   çıkarıldıktan sonra kalan kısım, "Kazanılmış Net Prim"dir.
Sigortadan faydalanan kişidir. Sigorta sözleşmesine doğrudan taraf olabildiği gibi, sigorta ettiren konumundaki diğer bir kimsenin yapmış olduğu sözleşme ile de sigortadan doğrudan veya dolaylı olarak yararlanma konumunu elde edebilir.
 Sigorta şirketinin teminata girmeyen ya da teminat kapsamında olup   olmadığı tartışmalı hasarlarda yaptığı ödemedir. Lütuf ödemesi hasarın   tamamı veya bir kısmı için yapılabilir.
        Sigorta şirketinin, kendi sigortalıları ile içinde bulunduğu iyi   ilişkilerini veya ticari itibarını koruma düşüncesi, lütuf ödemesinin   nedenleri arasında gösterilebilir. Bu tür ödemelerin önemli bir sonucu,   rücu imkanını ortadan kaldırmasıdır.
Birbirlerinden bağımsız olarak ortaya çıkan ve hasarın oluşumuna ayrı ayrı katkıda bulunan sebeplerdir. Devam etmekte olan bir fırtına ve bu fırtına sırasında tamamen başka bir nedenle başlayan yangın, bir hasarın müşterek sebebi olabilirler.
İnsan iradesi, gücü ve müdahalesiyle önüne geçilemeyen, deprem, yıldırım, kasırga gibi doğal afetler mücbir sebeb olarak adlandırılmaktadır ve sorumluluk hukuku açısından önem taşımaktadır.
 Sigorta sözleşmesinin tarafları olan sigortalı ile sigortacı   tarafından, üzerinde mutabık kalınmış, tam zıya halinde sigortalıya   ödenecek olan bedeldir. Mutabakatlı değer, sigorta poliçesi düzenlendiği   sırada belirlenmekte, poliçe süresi içerisinde meydana gelebilecek   piyasa dalgalanmalarından etkilenmemektedir. Tam zıya halinde   sigortalıya ödenecek olan bedelin başlangıçta belirlenmiş olması, olası   bazı sigorta sahtekarlıklarının da önüne geçmektedir.
        Mutabakatlı poliçe, tekne ve nakliyat sigortalarında sık olarak kullanılmaktadır.
Meydana gelmiş ve sigorta şirketi tarafından bilinen bir hasara ilişkin olarak, ileride ödenmesi muhtemel hasar ödemesidir ve bu muhtemel ödeme için ayrılan miktara da muallak hasar rezervi denir.
 Sigorta muhasebesi açısından oldukça önemli bir kavramdır. Belli bir   dönem, genellikle hesap döneminin sonunda, sigorta şirketinin   portföyünde bulunan branşlar itibariyle meydana gelmiş bir takım   hasarlar söz konusu olmakta, ancak bu hasarların varlığı ve maliyeti   konusunda sigorta şirketinin herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır. Bu   tür hasarlar, "meydana gelmiş ancak
        bildirilmemiş" hasarlar olarak adlandırılır ve sigorta şirketi tarafından, bu hasarlar için belli bir rezerv ayrılır.
 Gemi ve yükü birlikte tehdit eden bir tehlikeden onları korumak   amacıyla, makul bir hareket tarzında olmak kaydıyla, bilerek bir   fedakarlık yapılması veya bir masrafa katlanılması durumunda, Müşterek   Avarya hareketi sözkonusudur ve bu nitelikte bir hareketin doğrudan   doğruya sonucu olan zarar veya masraflar Müşterek Avarya'dır.
        Müşterek Avarya kapsamına giren zarar ve masraflar, gemi, yük ve navlun   sahipleri arasında paylaştırılır ve bu işleme dispeç (adjustment)   denir.
        Müşterek Avarya kapsamında önemli olan bazı kavramlar :
        Müşterek Avarya Fedakarlığı (General Average Sacrifice): Müşterek   Avarya hareketinin teknede veya emtiada neden olduğu maddi zarardır.   Yüklü geminin bir deniz tehlikesi nedeniyle batma tehlikesi ile karşı   karşıya kaldığı sırada geminin batmaması için karaya oturtulması   (donatanın fedakarlığı) ya da geminin batmaması için yükün bir kısmının   denize atılması (yük sahibinin fedakarlığı), Müşterek Avarya Fedakarlığı   için birer örnektir.
        Müşterek Avarya İştiraki (General Average Contribution): Müşterek   Avarya fedakarlığı yapan tarafın masrafına katılmadır. Karaya oturtulan   geminin hasarına yük ve navlun sahibinin, bir kısmı denize atılan yük   sahibinin zararına tekne ve navlun sahibinin iştirakidir.
        Müşterek Avarya Masrafı (General Average Expenditure): Donatanın diğer   menfaatler adına yapmış olduğu (sığınma limanına giriş çıkış gibi)   masraftır.
 Bir ülkenin toplam nüfusunun gözlemlenmesi suretiyle elde edilen   sonuçların, Hayat sigortalarına uygulanmak üzere hazırlanan tablolarına   denir. Herhangi bir yaşta, bir yıl içerisinde kaç kişinin hayatta   kalacağı veya kaç kişinin öleceği bu tablolardan hareketle tahmin   edilebilmektedir.
        Mortalite tabloları, tablonun yapılış şekline ve yapıldığı yere göre   isim almaktadır. Örneğin, Amerikan C.S.O. 19531958 Mortalite tablosu   denildiği zaman, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1953 - 1958 yılları   arasında tam nüfusun gözlemlenmesi suretiyle elde edilen sonuçları   gösteren tablo anlaşılmaktadır. Bunun yanısıra, bu tablolara "teknik   faiz" yüklemesi yapılarak "Komitasyon Tabloları" elde edilmektedir.
        Mortalite tabloları, tüm nüfus dikkate alınarak yapılabildiği gibi,   cinsiyet ayırımı, belli bir bölgenin nüfusu gibi esaslara göre de   yapılabilmektedir.
Özel şartlar, sigortacı ve sigortalının üzerinde anlaştığı ve sigortalının çıkarları dikkate alınarak genel şartlara eklenen koşullardır. Özel şartların, TTK'nın emredici hükümlerine ve sigortalının aleyhine olmaması gerekmektedir. Özel şartlardaki amaç, sigortalının veya sigorta edilen menfaatin durumuna ve risklere göre ihtiyaçlara cevap verebilmektir.
 Herhangi bir riske ilişkin olarak, sigortacının vermiş olduğu teminata   karşılık olmak üzere, sigortalı veya sigorta ettiren tarafından para   olarak ödenen bedeldir. Sigorta sözleşmesinin en önemli unsurlarından   birisidir ve sözleşmenin diğer bütün şartları yerine getirilmiş olsa   dahi, primin ödenmemesi, birçok durumda sigorta sözleşmesinin yürürlüğe   girmesini engelleyen bir durumdur.
        Prim, risk primine ek olarak genel giderler, komisyonlar, sigorta   şirketinin bu iş dolayısıyla katlanmak zorunda olduğu tüm maliyetler ve   faaliyet karını içermektedir.
        Yukarıda adı geçen risk primi ise, eldeki istatistiklere dayanılarak   hesaplanmış muhtemel hasar miktarı ve hasar masraflarını karşılamak   üzere hesaplanmış net prim miktarıdır. Tehlike primi olarak da   adlandırılabilir.
 Poliçe üzerindeki yasal hakların devridir. Bir kişinin sigorta   yaptırabilmesi için, sigortanın konusu üzerinde sigorta edilebilir   menfaatinin olması önemli bir şarttır. Bu menfaatin varlığı üzerine   düzenlenen poliçe üzerindeki her türlü yasal hak, sigorta ettiren kişiye   aittir.
        Sigorta ettiren kişinin sigorta konusu üzerindeki menfaatinin sona   ermesi, poliçenin geçerliliği üzerinde branşlara göre değişik etkilerde   bulunmaktadır. Bazı branşlarda poliçe kendiliğinden hükmünü yitirmekte,   bazı branşlarda ise poliçe, sigortanın konusunu takip ettiği için   sigortalı değişikliğinden etkilenmemekte, hükmünü sürdürmektedir. Bu   nedenle, poliçenin bir başka kişiye ya da sigorta konusu üzerinde   menfaati ele geçiren kişiye devri, branşlara göre değişmektedir.
 Sigorta, aynı türden tehlikeyle karşı karşıya olan kişilerin, belirli   bir miktar para ödemesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o tehlikenin   gerçekleşmesi sonucu fiilen zarara uğrayanların zararını karşılamada   kullanıldığı, bir risk transfer sistemidir. Bu sistem sayesinde kişiler,   karşı karşıya bulundukları tehlikelerin neden olabileceği, parayla   ölçülebilen zararlarını, nisbeten küçük miktarlarda ödemiş oldukları   primler yoluyla paylaşmaktadırlar.
        Sigortanın temel işlevi, zararı ekonomik açıdan önemsiz bir duruma   getirmektir.Kişiler tek başına karşılayamayacakları zararları bir   organizasyon aracılığıyla aralarında paylaşmaktadırlar.
        Bu organizasyon, “sigorta şirketi”, “sigorta ettiren” ve “bir sigorta sözleşmesi”den oluşur.
        Bir sigorta sözleşmesinde; bir tarafta sigorta teminatı veren, ilgili   kanun ve mevzuata göre sigortacılık faaliyetinde bulunmaya yasal olarak   yetkili bulunan “sigortacı”, diğer tarafta da tehlikeyle karşı karşıya   olan “sigorta ettiren” bulunmaktadır. Sigortalı; sigorta şirketinin bir   tarafı olarak, teminat kapsamındaki tehlikelerden herhangi birinin   gerçekleşmesi durumunda, meydana gelen hasarın tazmini talebinde   bulunmaya yasal yetkili olan kişidir. Genellikle sigorta ettiren ile   sigortalı aynı kişi olmakla birlikte, farklı da olabilmektedir.
        Sigortacının sigortalıyı koruma yükümlülüğüne karşılık, sigortalının da   sözleşme ile saptanan prim adı altındaki bir meblağı ödeme yükümlülüğü   bulunmaktadır.
Sigortacı ile sigortalı arasındaki sigorta sözleşmesinin yazılı, yasal delilidir. Bir sigorta poliçesinde genel olarak, sigortacıyı ve sigortalıyı tanımlayıcı bilgiler, sigorta konusuna ilişkin açıklamalar, teminatın kapsamı, sigorta bedeli, sözleşmenin süresi, prim miktarı, poliçenin düzenlenme tarihi, tarafların borç ve yükümlülükleri gibi bilgiler bulunmaktadır.
 Teminat kapsamındaki bir tehlikenin gerçekleşmesi veya sigortalının   üçüncü şahıslara karşı sorumlu duruma düşmesi halinde, sigortacının   ödemekle yükümlü olduğu, poliçede belirtilen ve tazminata esas oluşturan   azami bedeldir. Tazminat sözleşmelerinde sigorta bedeli, sigortalının   uğrayabileceği en büyük mali kayıptır. Sigorta konusunun hasar anındaki   piyasa değeri, sigorta bedelinin altında ise, piyasa değeri esas   alınmaktadır.
        Tazminat esaslı olmayan sigorta sözleşmelerinde ise (Hayat Sigortaları   gibi), sigorta bedeli teorik olarak, istenilen herhangi bir miktarda   tesbit edilebilir ve risk gerçekleştiği anda poliçe üzerinde yazan   sigorta bedeli eksiksiz ödenir.
Sigortacının teminat kapsamındaki tehlikeler nedeniyle meydana gelmesi muhtemel hasarlara ilişkin sorumluluklarının devam ettiği süredir.
Sigorta teminatının yürürlüğe girdiği tarihtir. Bazı branşlarda sigortanın başlayabilmesi için sigorta priminin genellikle bir kısmının ödenmesi gerekirken, bazı branşlarda böyle bir zorunluluk olmayıp, tarafların anlaşmasıyla birlikte teminat başlamış kabul edilir.
Sigorta sözleşmesinin her iki taraf ve üçüncü şahıslar bakımından artık geçerli olmaması halidir. Sözleşmenin sona ermesi çeşitli durumlarda söz konusu olabilir;
 1- poliçede yazılı olan sona erme tarihine ulaşılmasıyla,
        2-taraflardan birinin sözleşmede öngörülen bazı şartları yerine getirmemesinden kaynaklanan fesih hali nedeniyle,
        3-sigortalının kendi iradesiyle,
        4-sigortacının, riskin ağırlaşması nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı feshi,
        5- bazı branşlarda rizikonun gerçekleşmesiyle, (hayat sigortalarında   sigortalının ölümü, diğer bazı branşlarda tam zıya durumu gibi.)
Kaybedilmesi veya hasarlanması halinde, üzerinde menfaat sahibi kişi/kişiler için mali kayıplara neden olan;
 1- taşınır veya taşınmaz bir mal,
        2-meydana gelmesi durumunda yasal bir hakkın kaybedilmesine veya yasal bir sorumluluk oluşmasına neden olan herhangi bir olay,
        3-ölüm veya yaralanma halinde kişinin kendisi veya menfaat bağı ile   bağlı olduğu kişiler için parasal kayıplara neden olabilecek bir hayat
        4-sigorta konusu olabilmektedir. Yangın poliçesi için bina veya   içindeki eşyalar, nakliyat poliçesi için gemi veya taşınmakta olan yük,   sorumluluk poliçesi için ilgili kişinin başkalarına verebileceği   zararlar bakımından söz konusu olan yasal sorumluluğu, hayat poliçesi   için sigortalı kişinin yaşamı sigortanın konusu üzerine birer örnektir.
 Bir tehlikenin sigortacı açısından sigorta edilebilme ölçüsüdür. Hasara   neden olması tamamen tesadüflere ve sigortalının kontrolü dışındaki   olaylara bağlı, ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçları bakımından geniş   kitleleri etkilemeyen riskler, sigorta edilebilir niteliktedir.
        Ancak, günümüzde sigortacılığın gelişmesiyle birlikte, özellikle   ekonomik olarak geniş kitleleri etkileyen riskler, örneğin savaş ve   terör gibi tehlikeler için de sigorta teminatı verilebilmektedir. Ayrıca   iklim değişikliklerinin yol açtığı ve meydana gelmesi artık tesadüflere   bağlı olmayan, bilim ve teknolojideki gelişmeler sonucu meydana   gelebileceği önceden tahmin edilebilen birçok tehlike (kasırga,sel gibi)   sigorta edilebilir risk kapsamına girmektedir.
 Sigorta şirketi tarafından düzenlenerek sigortalıya verilen ve sigorta   sözleşmesinin varlığına kanıt olarak kullanılabilen bir belgedir. Belge,   sigortalının kimliğine ilişkin bilgiler, sigorta teminatının kapsamı ve   poliçe şartları hakkında genel bilgiler içermektedir.
        Sigorta setifikası, sigortanın bir şart olarak öne sürüldüğü borç   alacak ilişkilerinde ve hukuki işlemlerde kullanılmaktadır ve gerekli   olduğu taktirde her sigorta branşı için düzenlenebilir. Özellikle bir   ana poliçe ile birden fazla kişi veya sigorta konusu için grup teminatı   veren branşlarda sıklıkla kullanılmaktadır.
 Kötü niyetli kişilerin haksız kazanç elde etmek amacıyla sigorta   şirketini bilerek, kasıtlı olarak aldatmasıdır. Poliçe düzenlenmeden   önce veya sonra yapılabilmektedir.
        Tedbirli bir sigortacının normalde girmeyeceği sözleşmeye girmesini   sağlamak amacıyla sigortacıya bilerek yanlış bilgi vermek veya önemli   bir hususu gizlemek poliçe düzenlenmeden önce yapılan sahtekarlığa örnek   olarak verilebilir. Poliçe düzenlendikten sonra yapılan sahtekarlığa   ise, kasıtlı olarak hasar meydana getirmek (örneğin, kundaklama)   gösterilebilir.
 Sigorta şirketi tarafından düzenlenen ve teminatın varlığının delili   olarak kabul edilen geçici bir belgedir. Sigorta poliçesinin zaman veya   herhangi bir başka nedenle teminatın hesaplandığı sırada hazırlanamaması   durumunda, geçici nitelikte hazırlanan Teminat Belgesi sigorta   poliçesinin işlevini görmektir.
        Teminat Belgesinin yürürlükte olduğu sırada bir hasar meydana gelmesi   durumunda, yasal durum açısından sigorta poliçesi ile aralarında   herhangi bir fark yoktur.
Sigorta edilecek riskin her yönüyle belirlenmesi amacıyla, sigortacı tarafından hazırlanmış ve kişinin sigorta talebini içeren bir belgedir.
Sigorta konusu olan şeyin kısmen veya tamamen hasarlanması durumunda, hasarın, sigortalının genel prensipleri ve poliçe şartları çerçevesinde tazmin edileceği konusunda, sigortacının, sigortalıya veya sigortadan yararlanan kişiye vermiş olduğu garantidir.
Sigorta poliçesi kapsamında olan bir riskin neden olduğu ziya veya hasarın tazmin edilmesi amacıyla, sigortalı, lehdar veya üçüncü şahısların sigorta şirketinden yapmış olduğu tazminat talebidir. Talep edilen miktar, ilke olarak sigorta bedelini aşmamalıdır.
Hasarın belli bir miktarının sigortalı tarafından yüklenilmesini ifade eder. Bu miktar sigorta bedelinin veya hasarın belli bir yüzdesi veya maktu bir bedel olabilir. Sigorta dönemi içerisinde meydana gelen her bir hasar için olabildiği gibi, toplam hasar miktarı için de sözkonusu olabilmektedir.Tenzili muafiyet oranı veya miktarının yüksek olması, sigortalının ödeyeceği prim miktarını azaltan bir etkendir.
 Uzak sebebi yakın sebepten ayıran tek fark zaman faktörüdür. Hakim ve   belirleyici olan yakın sebep, zaman içerisinde ortadan kaldırılabilecek   iken, böyle bir tedbir alınmamakta ve hasara yol açmaktadır. Bir   yangında direnci azalan duvarın bir hafta sonra rüzgar ve fırtına   nedeniyle çökmesiyle meydana gelen hasarın uzak sebebi, duvarın   direncini azaltan yangındır.
        Yakın sebebin, eldeki yeterli zaman içerisinde ortadan kaldırılmaması   ve hasara neden olması durumunda uzak sebep söz konusu olmaktadır.
 Sigorta poliçesinin (veya reasürans anlaşmasının) yürürlükte olduğu   sürenin dolmasıyla birlikte, sigorta sözleşmesinde bulunan her iki   tarafın iradesiyle, yürürlükteki poliçenin devam etmesini sağlayan bir   süreçtir.
        Yenilemede, eski poliçenin şartları ve primiyle devam etmek, poliçenin   kapsamını genişletmek, daraltmak ilave şartlar koymak, ek prim almak   veya primi azaltmak gibi değişiklikler yapılabilir. Sigorta şirketi,   poliçenin süresi dolmadan belli bir süre önce, yenileme şartıyla   birlikte, sigortalıya bir yenileme ihbarı (renewal notice) gönderir.   Sigortalı, sigorta şirketinden gelen ve aynı zamanda bir teklif anlamına   gelen bu uyarıdan sonra poliçenin devam etmesini kabul edip etmeme   hakkına sahiptir. Aynı şekilde, sigorta şirketi de rizikonun   ağırlaştığını veya başka herhangi bir nedenle poliçeye devam etmeme   kararını verebilir. (sağlık sigortalarında, sigortalıya verilen yenileme   garantisi bu durumun istisnasıdır.)
 Bir hasarın meydana gelmesine neden olan en etkili ve hakim sebeptir.   İlk veya son sebep olabildiği gibi ikisi de olmayabilir. Yakın sebebi   diğer sebeplerden ayıran en önemli özellik, hasarın oluşumuna etki ya da   katkıda bulunmasının ötesinde tek başına belirleyici olmasıdır.
        Bazı hasarların meydana gelmesine tek bir olay neden olabilmektedir ve   bu olay, doğal olarak, hasarın yakın sebebidir. Ancak, bazı durumlarda   hasarlar, zincirleme olayların sonucunda meydana gelebildiği gibi birden   fazla olayın katkısıyla da oluşabilmektedir. Böyle bir durumda, hasarın   yakın sebebinin tespit edilmesinde zorluklarla karşılaşılabilir.
        Zincirleme olaylar sonucunda meydana gelen bir hasarın yakın sebebinin açıklanmasına şöyle bir örnek verilebilir:
        · fırtına, ahşap binanın çatı duvarını yıkmakta,
        · çöken duvar, binanın elektrik kablolarını koparmakta,
        · kopan elektrik kabloları, kısa devre nedeniyle kıvılcım çıkarmakta,
        · kıvılcımlar, ahşap binada yangına neden olmakta,
        · itfaiyenin yangını söndürmek ve komşu binaların yanmasını önlemek   amacıyla sıktığı su, evdeki yanmış eşya ve komşu binalarda zarara neden   olmaktadır.
        Bu zincirleme olaylar sonucunda yanmış eşya ve komşu binalarda meydana   gelen su hasarının yakın sebebi (hakim ve belirleyici sebeb) fırtına   olmaktadır.
Bir sigorta veya reasürans şirketinin varlık değerinin yükümlülüklerini karşılayabilecek yeterlilikte olduğunu gösteren bir orandır. Şirketin sorumluluklarını karşılayabilecek ölçüde güçlü bir mali yapıya sahip olduğunun belirlenmesi bakımından önemlidir. Kısa ve uzun vadeli işler için ayrı ayrı hesaplanmakta olan Yükümlülük Karşılama Yeterliliği, genel branşlar itibariyle prim ve hasar esasına göre, uzun vadeli işlerde ise şirketin varlık ve sorumluluklarının yıllık aktüeryal değerlemesine göre belirlenmektedir.
 Kişinin, yasa dolayısıyla yaptırmak zorunda olduğu sigortadır. Kişinin   üçüncü şahıslara karşı sorumlu olması durumunda, üçüncü şahısların   tazminatsız kalmasını önlemek üzere, sigorta sistemi kullanılarak   oluşturulmuş bir tedbir olarak düşünülmelidir.
        Zorunlu sigortalara verilebilecek tipik bir örnek, Trafik   Sigortalarıdır. Hemen bütün dünyada uygulanmakta olan bir zorunlu   sigorta türüdür. Kişinin, sahibi olduğu motorlu araç dolayısıyla üçüncü   şahıslara verebileceği hasarlardan doğabilecek sorumluluklarını   kapsamaktadır. Ülkemizde de uygulanmakta olan "Karayolları Motorlu   Araçlar Zorunlu Mali Sorumlulık Sigortası", "Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi   Kaza Sigortası", "Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası", "Tehlikeli   Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası" gibi zorunlu sigortalar dışında,   özellikle gelişmiş ülkelerde uygulanan "İşveren Mali Mesuliyet   Sigortası", “Çevre Kirliliği Sorumluluk Sigortası" gibi zorunlu   sigortalar vardır.
        Kişinin, genellikle üçüncü şahıslara verebileceği zararlara karşı   zorunlu tutulan sorumluluk sigortalarının dışında, tamamen başka amaçlar   düşünülerek zorunlu tutulmuş, kişinin bazı doğal afetler nedeniyle,   kendi malına gelebilecek maddi hasarını karşılayan zorunlu sigortalar da   mevcuttur. Ülkemizde uygulanmakta olan Zorunlu Deprem Sigortası bu   uygulamaya bir örnektir.
Poliçenin düzenlenmesinden sonra ortaya çıkan ve sigortacının üstlendiği riskin, nitelik veya büyüklüğünü değiştiren herhangi bir durum nedeniyle poliçeye ek olarak düzenlenmiş ve aynı yasal yetkiye sahip yazılı belgedir.
 Bu terimin aşağıdaki gibi birden çok anlamı vardır.
        1-Ekonomik kayıp meydana getiren bir olay,
        2-Bir sigorta teminatı kapsamında, sigortalıya yasal olarak hasar talebinde bulunma hakkını veren olay,
        3-Sigorta konusu şeyin kaybolması.
        Bir portföy içinde, hasar, üretim masrafları, idari masraflar, hasar   masrafları, komisyon ve diğer giderler toplamının, prim ve   benzerlerinden oluşan gelir miktarını aşması durumu.
Copyright Türkiye Rehberi 2006 - 2025. Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik Politikası | Feragatname