Hukuki Yardım sayfasında Dava Açmak, Adliyeden Bir Kağıt Geldi! (Tebligat ), Şikayet Etmek İstiyorum, İdari Davaların Açılması, Sanık mısınız, Tanık mısınız, Duruşma Salonu Nasıldır, Sulh Olmak, Ceza Muhakemesinde Uzlaşma, İcra ( Haciz ), Davam Bitti! Şimdi Ne Olacak, İnternetten Davamın Takibi, Cep Telefonumdan Davamın Takibi ve Avrupa Insan Haklari Mahkemesine basvurmak istiyorum; sartları nelerdir konularında bilgiler bulabilirsiniz.
 
		
		
		TÜRKİYE’DE MAHKEME YÖNETİMİ
              SİSTEMİNE DESTEK PROJESİ 
BİLGİ NOTU
				Türkiye’de Mahkeme Yönetimi Sistemine Destek Projesi
				
                İçindekiler
                A. Giriş  
				
                Projenin 1. Aşaması 
                Projenin 2. Aşaması 
                B. Yeni Mahkeme Yönetimi Sistemi ile Gelen Yenilikler 
                1- Adliye Müdürleri 
                2- Adli Yardımcılar 
                3- Basın Sözcüleri 
                4- Danışma Masaları 
                5- Ön Bürolar 
                6- Kısıtlı Alanlar 
              7- Vatandaşların bilgilendirilmesi  
A.GİRİŞ
				Adalet Bakanlığının Avrupa Konseyi ile birlikte yürüttüğü ve 
				Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Türkiye’de Mahkeme 
				Yönetimi Sistemine Destek (MYSD) Projesi 1 Aralık 2007 - 30 
				Kasım 2009 tarihleri arasında uygulanmıştır. Proje kapsamında 
				yürütülen çalışmalar esnasında Adalet Bakanlığı mensupları, 
				hâkimler, Cumhuriyet savcıları, adliye çalışanları, avukatlar, 
				Baro ve Türkiye Barolar Birliği temsilcileri ile yapılan 
				görüşmeler ve adliyelere yapılan çalışma ziyaretleri sonucunda 
				mevcut sistemde en çok eleştirilen noktalar belirlenmiş ve bu 
				sorunların çözümleri için yeni kurum ve kadrolar önerilmiştir. 
				Belirlenen bu yeni kurum ve kadroların deneme uygulamalarının, 
				pilot adliye seçilen Aydın, Konya, Mardin, Manavgat (Antalya) ve 
				Rize adliyelerinde yapılmasına karar verilmiştir.
                Proje faaliyetleri genel olarak iki aşamada incelenebilir:  
              
              
              Projenin 1. Aşaması  
				Ulusal ve uluslararası uzmanlardan oluşan ekiplerin Türkiye’nin 
				farklı yerlerinde bulunan değişik özellik ve büyüklükte 
				adliyelere ihtiyaç tespit ziyaretleri yaparak, dava akışı 
				yönetimi, malî yönetim, insan kaynakları yönetimi, mahkeme 
				performans standartları, teknoloji yönetimi ve eğitim 
				konularında mevcut durumu analiz etmiş ve değişiklik önerilerini 
				içeren raporlar hazırlamışlardır. 
                İhtiyaç tespit ziyaretleri yanında, Türk hakim ve Cumhuriyet 
				savcılarının Avrupa ülkelerindeki benzeri uygulamaları yerinde 
				görmesi ve diğer ülkelerdeki akranlarıyla görüş ve deneyim 
				alışverişinde bulunmaları amacıyla uluslararası çalışma 
				ziyaretleri düzenlenmiştir.
                Mevcut sistemde tespit edilen eksiklikleri ve bunlara yönelik 
				çözüm önerilerini içeren bir Strateji (Proje Uygulama) Planı 
				hazırlanmış ve bu plan Adalet Bakanlığının onayıyla Aydın, 
				Manavgat, Mardin, Konya ve Rize olarak kararlaştırılan beş pilot 
				adliyede uygulanmaya başlamıştır. 
                Bu planda önerilen uygulamalar pilot adliyelerden hakim ve 
				savcıların katıldığı 9 çalıştayda uzmanlar ve diğer ülkelerdeki 
				akranlarla birlikte tartışılarak uygulama için somut hedefler 
				geliştirilmiştir. Proje Uygulama Planı kapsamında önerilen yeni 
				uygulamalar için gerekli mevzuat değişikliği önerileri Adalet 
				Bakanlığı tarafından hazırlanacaktır. Mevcut durumda 
				uygulamalar, mevzuat değişikliği gerektirmeyen alanlarda 
				yapılmaktadır. 
                Proje kapsamında adliyelerde uygulanmaya başlanacak yeni 
				görevler (adliye müdürleri, ön büro ve danışma masası personeli, 
				basın sözcüleri ve adli yardımcılar vb.) için Adalet Bakanlığı 
				ve Avrupa Konseyi tarafından, ulusal uzmanlarla, pilot 
				adliyelerde çalışan hâkim ve savcılardan oluşan çalışma grupları 
				eğitim programları ve materyali geliştirilmişlerdir. 
              
              
            	Projenin 2. Aşaması  
				Projenin 2. aşaması uygulama aşaması olarak da adlandırılabilir. 
				Bu aşamada temel olarak; ilgili personelin yeni Mahkeme Yönetimi 
				sistemi kapsamında bilgilendirilmesi ve eğitimleri, 
				vatandaşların Adliye sistemi hakkında bilgilendirilmesi, adli ve 
				idari personelin yeni uygulamalar konusunda bilgilendirilmesi, 
				dava süreçlerini daha hızlı ve etkin hale getirmeye yönelik 
				uygulama örneklerine ilişkin farkındalık çalışmaları yer 
				almaktadır. Bu çerçevede yürütülen çalışmalar şöyle 
				sıralanabilir:
              
                Eğitim Seminerleri
                Proje kapsamında uygulaması yapılacak yeni görevler (Adliye 
				Müdürleri, Basın Sözcüleri, Adli Yardımcılar, Danışma Masası 
				görevlileri, Ön Büro görevlileri) için ilgili personelin 
				eğitimi.
                
                Pilot adliyeler için bilgilendirme ziyaretleri 
                Temmuz ayı sonunda yapılan ve Adalet Bakanlığı ve Avrupa Konseyi 
				proje ekibinin katıldığı toplantılarda 5 pilot adliyedeki adli 
				ve idari personel ile baro temsilcilerine proje kapsamında 
				başlatılacak Mahkeme Yönetimi Sistemi uygulamaları tanıtılmış ve 
				onların görüşleri alınmıştır.  
                
                Pilot adliyelerde bina tadilatları
                Proje kapsamında pilot adliyelerde hem hâkim ve savcıların, hem 
				de kalem personelinin sürekli rahatsız edilmeden, daha rahat 
				çalışabilecekleri ve dosyalara odaklanabilecekleri çalışma 
				ortamları oluşturmak amacıyla bir takım önlemler getirilmiştir. 
				Bunların başında kısıtlı –yarı kısıtlı ve tam erişimli alanlar 
				oluşturmak gelmektedir. Bu uygulamanın amacı, duruşma salonları, 
				bilgi ve danışma büroları, postane gibi vatandaşların rahatlıkla 
				girebileceği bölümlerle hâkim çalışma odaları gibi sessiz ve 
				sakin bir ortam gerektiren alanları birbirinden ayırmak ve uygun 
				çalışma koşullarını yaratarak davaların akış hızına katkıda 
				bulunmaktır. 
                Kısıtlı alanlar: Bu kavram ile anlatılmak istenen, 
				adliye içindeki her birime her isteyenin istediği anda ve 
				şekilde girmesinin kısıtlanmasıdır. Bu sayede ciddi odaklanmayı 
				gerektiren, ihtisas ve tecrübe ile yürütülebilen görevlerin 
				yapılabilmesi için mümkün ortam oluşabilecektir. 
                Ön bürolar: Mahkeme kalemlerinin rutin işlerinin 
				devredileceği önbürolar vatandaşla/avukatla kaleme gitmeden 
				yapılacak işleri üstlenecek ve kalem personelinin odaklandığı 
				işleri bırakarak gelen soruları yanıtlamasının önüne geçecektir. 
                Danışma masaları: Vatandaşların adliye ile ilgili genel 
				bilgileri hakkında danışabilecekleri, onlara adliye ve adli 
				işlemlerle ilgili genel bilgileri ve matbu broşürleri 
				verebilecek, bu amaçla eğitilmiş görevlilerin bulunduğu 
				masalardır.
                Yönlendirme sistemi: Hazırlanacak (renkli) yönlendirme 
				sistemleri ile özellikle ziyaretçi trafiği yoğun olan büyük 
				adliyelerde vatandaşların aradıkları birimi rahatça 
				bulabilmelerini sağlamak hedeflenmiştir.
                
                Vatandaşlar ve Adliye mensupları için bilgilendirme
                Broşürler: Gerek yeni adliye sistemi, gerekse genel 
				olarak adliyedeki işlerle ilgili vatandaşların 
				bilgilendirilmesini ve yönlendirilmesini sağlamak amacıyla ilk 
				aşamada 12 adet broşür hazırlanmıştır. Adliyelerden ve 
				vatandaşlardan gelecek geribildirimlere göre bu sayı ve içerik 
				zenginleştirilerek tüm adliyelere yaygınlaştırılacaktır. Aynı 
				zamanda UYAP üzerinden de vatandaşların bu bilgilere 
				erişebilmesi planlanmaktadır.
  
                Adliye Personeli El Kitabı: Yeni adliye yönetimi 
				sisteminin başarılı bir biçimde uygulanabilmesi için danışma 
				masası ve ön büro görevlilerinin vatandaşları doğru 
				bilgilendirilmesi/yönlendirmesi gerekmektedir. Bu amaçla 
				hazırlanan bir rehber kitap ile adliyede bulunan tüm birimler 
				(Mahkeme, Cumhuriyet savcılığı ve destek birimleri vb.), bu 
				birimlerin iş süreçleri, buralarda çalışan kişiler ve görevleri 
				açıklanarak öncelikle bu tür bilgilendirme ve yönlendirmeyi 
				yapacak personel için standart bilgiler hazırlanmıştır. İlk 
				taslağı tamamlanan bu kitap uygulama sırasında gelecek 
				önerilerle geliştirilerek yaygınlaştırılmalıdır. 
            
            Uzman çalışma toplantıları 
                Avrupa Konseyi uzmanları ile Adalet Bakanlığının ilgili 
				birimlerinden Tetkik Hâkimleri ve üniversiteden uzmanlar düzenli 
				aralıklarla bir araya gelerek aşağıdaki hususlarda adalet 
				sisteminin etkinliğini geliştirmeye yönelik öneriler 
				hazırlamaktadırlar.
                Hukuk davalarının etkinliğini artırma: Özellikle hukuk 
				mahkemelerindeki dava süreçlerini kısaltmak amacıyla HMUK 
				çerçevesinde alınabilecek geliştirme önlemleri tartışılmakta ve 
				başta uzlaşma ve duruşma sayılarının azaltılması olmak üzere 
				çeşitli öneriler ve farkındalık programları geliştirilmektedir.  
                Adliye kalite sistemi geliştirme: Bu çerçevede 
				özellikle adliye birimlerinin kendi aralarında ve adliye 
				dışındaki kurumlarla (polis, jandarma vb.) sorunların ve çözüm 
				önerilerinin beraberce tartışılarak işbirliği ve koordinasyonu 
				geliştirecek düzenli toplantılar yapmaları önerilmektedir. 
				Ayrıca adliyeler hazırlayacakları düzenli raporlarla 
				vatandaşları yaptıkları işlerle ilgili (nitelik ve nicelikle 
				ilgili verileri de) bilgilendirerek adliyenin vatandaşlar 
				açısından daha şeffaf olmasını da sağlayacaklardır.  
                Kanun Değişikliklerine İlişkin Çalışma Grubu 
                Bu çalışma grubu Adalet Bakanlığının ilgili birimlerinden 
				uzmanların katılımıyla oluşturularak Proje önerileri 
				çerçevesinde kanun değişikliği gerektiren hususları belirleyecek 
				ve bunların uygun olanları için değişiklik tasarıları 
				hazırlayacaktır.
				
				
				
            
            	B. Yeni Mahkeme Yönetimi Sistemi ile Gelen Yenilikler
                
                1- Adliye Müdürleri  
                
            
            İhtiyaç Tespit Ziyaretleri İle Tespit Edilen Mevcut Durum:
                Adliye idaresinin mevcut yapısında, Cumhuriyet Başsavcısı her 
				adliyede idari bakımdan oldukça güçlü bir konuma sahiptir ve 
				adliyenin genel idaresinden sorumludur. Güvenlik, sağlık, mali 
				idare, tesis yönetimi, insan kaynakları yönetimi vb. Cumhuriyet 
				Başsavcısı tarafından icra edilmesi gereken görevlerden 
				birkaçıdır. İdari görevlerin yalnızca bir kısmı Adalet Komisyonu 
				Başkanları ve İdare ve Vergi Mahkemesi Başkanı’na aittir. Her ne 
				kadar bazı adliyelerde Cumhuriyet Başsavcılarının gözetim ve 
				denetiminde çalışan “İdari İşler Müdürleri” bulunsa da, görev 
				tanımlarının belirgin bir şekilde yapılmamış olması, gerekli 
				yetkilere sahip olmamaları ve konuya ilişkin herhangi bir 
				mesleki eğitim almamış olmaları sebebiyle arzu edilen etkinlik 
				seviyesi sağlanamamaktadır. 
                Başta orta ve büyük ölçekteki adliyeler olmak üzere, Cumhuriyet 
				Başsavcıları idari görevleri ile ilgilenmekten soruşturma 
				yapmaya ve savcılık biriminin adli bakımdan idaresine yeteri 
				düzeyde vakit ayırmakta zorlanmaktadırlar. 
                Cumhuriyet Başsavcısı her adliyede mali talepleri Adalet 
				Bakanlığı ile koordine eden tek yetkilidir. Proje kapsamında 
				yapılan İhtiyaç Tespit Çalışmaları, savcılıklar ile mahkemeler 
				arasındaki ilişkilerde mahkemelerin idari anlamda etkiden 
				tamamen vareste olmadıklarını, savcılıkların mahkemeler üzerinde 
				idari yapılanma temeline dayalı bir etkisi olabildiğini 
				göstermiştir.
                
                Çözüm Önerisi:
                Cumhuriyet Başsavcılarının idari görevlerini üstlenmek üzere, 
				Adliye Müdürü görevinin ihdas edilmesi ve bu görev için mesleki 
				birikim ve becerileri yeterli olan profesyonellerin istihdam 
				edilmesi önerilmiştir. Adliye Müdürlerinin Cumhuriyet Başsavcısı 
				ve Komisyon Başkanlarının denetimi altında, adliyenin idaresi 
				konusunda karar verebilme yetkisine sahip olmaları 
				öngörülmektedir.
              Bu uygulamanın gerçekleştirilmesinden umulan en temel üç fayda;
				 
Cumhuriyet Başsavcıları ve Adalet Komisyonu Başkanları ile hâkim ve savcıların idari görevlerinin ideal seviyeye indirgenmesi,
Adliyenin işleyişine yönelik her türlü ihtiyacın profesyonel bir yönetim anlayışı içinde karşılanması ve kaynakların etkin kullanımı ile
Mahkemeler ile savcılıkların idari bakımdan tamamen ayrılması yönündeki ilk adımın atılmasıdır.
				İhtiyaçların karşılanması sorumluluğunun Cumhuriyet 
				Başsavcısından alınarak Adliye Müdürüne verilmesi sistemi daha 
				şeffaf hale getireceği gibi hesap verebilirliğini de 
				arttıracaktır. Ayrıca, idari görevlerinden arındırılan 
				Cumhuriyet Başsavcıları, Komisyon Başkanları, hâkimler ve 
				Cumhuriyet savcıları yargılamaya ilişkin asli görevlerine 
				odaklanma imkânı bulacaklardır.
                
                Uygulama:
              Adliye Müdürlerinin tam olarak önerilen şekli ile uygulanmasının 
				bir takım mevzuat değişiklikleri gerektirmesi sebebi ile ve bu 
				değişiklikler için ihtiyaç duyulacak süre dikkate alındığında 
				uygulamanın temelde faydasının gözlenebilmesi amacı ile, 
				adliyelerde mevcut “İdari İşler Müdürleri”nin Adliye Müdürü 
				olarak görevlendirilmelerinin pilot uygulama açısından yeterli 
				olacağı değerlendirilmiştir.  
Bu 
				doğrultuda, pilot adliyelerin ve uluslararası uzmanların 
				katılımı ile çalışma grubu toplantıları düzenlenmiş ve Adliye 
				Müdürleri için bir görev tanımı hazırlanmıştır. Mevcut idari 
				düzenlemeler ve genelgeler dikkate alınarak görev tanımına 
				Bakanlık tarafından son hali verilmiş ve bir yazı ile pilot 
				adliyelere iletilmiştir. Adliye Müdürleri 10 Ağustos 2009 
				tarihinden itibaren pilot adliyelerde görevlerine 
				başlamışlardır. 
                
                Adliye müdürleri nasıl çalışacaklar?
              Pilot uygulama bakımından, Adliye Müdürü Cumhuriyet Başsavcısına 
				bağlı olarak çalışacaktır. Bununla birlikte, mahkemelerin 
				ihtiyaçlarının tespiti ve giderilmesi için Adalet Komisyonu 
				Başkanı ile görüşecek ve onun talepleri doğrultusunda 
				çalışacaktır.
				
				2- 
				Adli Yardımcılar
                
                İhtiyaç Tespit Ziyaretleri İle Tespit Edilen Mevcut Durum:
                Tüm yargı sistemlerinde olduğu üzere, Türkiye'de de Cumhuriyet 
				savcılarının asıl görevi suç teşkil eden fiilleri soruşturmak ve 
				hâkimlerin asıl görevi de önlerine gelen davalarla ilgili “karar 
				vermek”tir. Ancak bunlara ek olarak Türk yargı sisteminde, 
				yargılama faaliyetinin tüm aşamalarında, soruşturmaların 
				yürütülmesi ve davaların sonuçlandırılmasına ilişkin yargısal ve 
				idari görevlerin neredeyse tamamı herhangi bir önem ve nitelik 
				sınıflandırmasına tabi tutulmadan Cumhuriyet savcılarına ve 
				hâkimlere verilmiştir. Basit yazışmaların yapılması, mahkemeye 
				sunulan evrakın havalesi, bilirkişi raporlarının ve çeşitli 
				kurumlardan istenen bilgi ve belgelerin ulaşıp ulaşmadığının 
				kontrolü, harçların hesaplanması ve doğru yatırılıp 
				yatırılmadığının kontrolü, keşif takviminin belirlenmesi ve 
				organizasyonunun yapılması gibi örneklenebilecek birçok 
				yargılama dışı görev, hâkimleri ve Cumhuriyet savcılarını meşgul 
				etmektedir.  
                Anılan sebeplerle hâkimlerin ve Cumhuriyet savcılarının yukarıda 
				ifade edilen asli görevlerine gereği kadar zaman ayırabilmeleri 
				zorlaşmakta ve bu durum adli iş ve işlemlerin gereğinden daha 
				uzun sürmesi ve makul süre sınırının aşılabilmesi ihtimalini 
				doğurabilmektedir.
                
                Çözüm Önerisi:
                Birçok yargı sistemi benzer durumlarla karşılaşmış ve ortak bir 
				yaklaşım içeren değişik çözüm modelleri geliştirilmiştir: 
				hâkimleri ve Cumhuriyet savcılarını asıl görevleri dışındaki tüm 
				görevlerden arındırmak ve bu görevleri denetimi yine yargı 
				mensuplarınca yapılmak üzere başka kişilere devretmek. Bu 
				modeller arasında öne çıkan yaklaşım Adli Yardımcı uygulamasının 
				geliştiği Hollanda modelidir. Bu modele göre, hâkimlerle ve 
				Cumhuriyet savcıları ile işbirliği içinde çalışarak onlara 
				soruşturmaların, davaların ve duruşmaların hazırlığında yardımcı 
				olacak, ilgili içtihadı toplayacak ve birlikte çalıştıkları 
				yargı mensubunca incelenmek ve karar aşamasında yararlanılmak 
				üzere dosyalara ilişkin rapor yazacak bir görevlinin istihdamı 
				öngörülmektedir.  Bu yolla Cumhuriyet savcıları ve hâkimler 
				asli görevlerine yoğunlaşabilecekler, hem dosya incelerken ve 
				hem de iddianame veya kararlarını yazarken daha rahat çalışma 
				imkânına kavuşmuş olacaklardır. 
                Proje kapsamında hazırlanan Strateji Planında, bu işlev için 
				yeni bir kadro oluşturulması ve hukuk fakültesi mezunları 
				arasından seçilecek kişilerin özel eğitimlerini tamamladıktan 
				sonra bir kariyer olarak bu pozisyonda istihdam edilmeleri 
				önerilmiştir.
                
                Uygulama:
              Pek çok Avrupa ülkesinde uygulanan ve başarıya ulaştığı gözlenen 
				bu modelin öngörüldüğü şekilde uygulanabilmesi için başta Kadro 
				Kanunu ve Adalet Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 
				olmak üzere çeşitli yasal düzenlemelerde değişikliğe gidilmesi 
				ihtiyacı söz konusudur. Böylesi geniş çaplı bir yasal değişiklik 
				sürecine başlanmadan önce sistemin faydasının sınanması, 
				uygulamanın iyi ve kötü yönlerinin gözlenebilmesi için Proje 
				taraflarının mutabakatı ile Hâkim ve Cumhuriyet Savcısı 
				adaylarının bu deneyime dâhil edilmesi yönüne gidilmiştir. Bu 
				tercihin doğal bir sonucu olarak, hemen herkesin üzerinde fikir 
				birliğine varmış olduğu adaylık sürecinin verimsiz geçirilmesi 
				problemi de giderilmiş olacaktır. Bu doğrultuda geliştirilen 
				pilot uygulama, Ağustos 2009 itibariyle pilot adliyelerde 
				başlamış olup Adli Yardımcılar aşağıda yer alan görevleri yerine 
				getirmektedir. Uygulamaya ilişkin hazırlanan değerlendirme 
				raporlarında, Adli Yardımcılarla çalışan yargı mensuplarının 
				büyük çoğunluğu hem kendi işleri hem de adayların mesleki 
				gelişimleri bakımından çok yararlı bir yaklaşım olduğunu ifade 
				etmişlerdir. Değerlendirme raporları ile getirilen öneri ve 
				eleştiriler de dikkate alınarak bu uygulamanın daha verimli bir 
				hale getirilmesi yönünde süre giden bir çaba mevcuttur.  
3- Basın Sözcüleri
İhtiyaç Tespit Ziyaretleri İle Tespit Edilen  Mevcut Durum:
                İletişim teknolojilerinin büyük bir gelişim  geçirdiği ve iletişimin hayatın her alanında hâkim bir olgu haline geldiği  günümüzde, kurumlar bu kavramdan ve getirilerinden olumsuz etkilenmemek için  proaktif bir yaklaşım geliştirmeli ve uluslararası standartlarda bir iletişim  yönetimi gerçekleştirmelidir. Türk adliyelerinde bu ihtiyaca profesyonel  standartlarda cevap verebilecek bir yapının olmadığı ve basınla ve bunun doğal  bir sonucu olarak kamuoyu ile bir iletişim kopukluğu yaşandığı tespit  edilmiştir.
                Soruşturmalar  ve davalara ilişkin olarak resmi hiçbir açıklama yapılmadığı durumlarda basın  mensuplarının çok çeşitli yöntemlerle elde ettiği ve sıklıkla içeriği gerçeğe  uygun olmayan, kulaktan dolma veya yanlış bilgiler içeren bilgiler  doğruymuşçasına yayılmakta ve kamuoyunu yanıltıcı haberler bazen de maksatlı  olarak servis edilmektedir. 
                Bazı Cumhuriyet savcılarının Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre yürütmekte  oldukları soruşturmalar hakkında basın ve yayın organlarına yazılı veya sözlü  açıklama yapmaları, ayrıca soruşturma evresi sırasında gizliliğe uyulması  konusunda gereken duyarlılığı göstermemeleri üzerine Ceza İşleri Genel  Müdürlüğü’nün 26 sayılı Genelgesi yayınlanmış ve başta Türkiye Cumhuriyeti  Anayasası ve ilgili mevzuat hükümleri ile uluslararası hukuk kaynakları  anılarak soruşturmaların gizliliği konusunda uyulması gereken çerçeve  çizilmiştir. Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcıları, kovuşturma evresinde  hâkimler tarafından nitelik ve içeriği önceden belirlenmemiş şekilde basın ve  yayın organlarına açıklama yapılması, bazı sakıncalar doğurabileceği gibi,  kamuoyunda yanlış anlamalara ve yorumlara da sebebiyet verebilecektir.
                Bununla birlikte, kamuoyunun bilgi alma  ihtiyacının doğru bir şekilde karşılanması ve yargısal süreçlere ilişkin bilgi  eksikliği, yanlışlığı veya muhtemel kast sonucunda yargı mercilerini ve konunun  doğrudan ya da dolaylı taraflarını zor durumda bırakacak haber ve yayınların  önlenmesi gereği de aşikârdır. İletişim imkânlarının hızla gelişiyor olması,  makul ve uygulanabilir olmayan sınırlamaların düzenleme seviyesinde kalması ve  geniş bir tabana yayılmaması sonucunu doğurmaktadır. Her ne kadar hâkimler ve  Cumhuriyet Savcılarının anılan düzenleme ve sınırlamalara uymak konusunda titiz  davrandıkları görülmekte ise de gayri resmi yollardan elde edilen bilgiler  doğru yorum ve yetkinlikten uzak bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
                
                Çözüm Önerisi:
                Proje strateji planında, basın sözcülüğü konusu da  ele alınmış kamuoyunun bilgilendirilmesinin zorunlu olduğu durumlarda, basını  ve kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmek, adliyelerden bilgi edinmeyi bir  sektör olmaktan çıkarıp hukuki bir sürece kavuşturmak amacıyla adliyelerde  basın sözcülüğü kurumunun ihdasının gerekli olduğu fikri benimsenmiştir. Gerek  adli süreçlere gerekse başta masumiyet karinesi ve kişilik haklarına saygı  olmak üzere konunun yasal gereklerine hâkim olmaları sebebi ile Savcılıklar  için iki Cumhuriyet savcısı ve mahkemeler için iki hâkimin basın sözcüsü olarak  görevlendirilmeleri öngörülmüştür. Bunun sebebi, hiçbir yargı mensubunun kendi  baktığı dosya veya dava ile ilgili basına açıklama yapmaması ilkesidir.
                
                Uygulama:
                Pilot uygulama  kapsamında pilot adliyelerde birer Cumhuriyet savcısı ve hâkim basın sözcüsü  olarak seçilmiş ve eğitilmişlerdir. Eğitimler iki aşamalı olarak  gerçekleştirilmiş olup birinci bölümde konunun hukuki arka planı ele alınarak  adli işlere ilişkin olarak basınla paylaşılacak bilgilerin yasal sınırı konusu  tartışılmıştır. İkinci aşama beceri eğitimi olarak düzenlenmiş ve basın  danışmanlığı yapan bir şirket tarafından katılımcılara gerçek durum  simülasyonları da dâhil olmak üzere yazılı ve sözlü basın açıklaması yapma ve  basınla iletişim eğitimi verilmiştir. Bazı basın sözcüleri basın toplantıları  ve yazılı basın açıklamaları yapmışlardır. Bu uygulamanın tam anlamı ile  yerleşebilmesi için Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 26 Sayılı Genelgesinde  değişiklik yapılması gerekmektedir.
                 
				
4- Danışma Masaları
İhtiyaç Tespit Ziyaretleri İle Tespit Edilen  Mevcut Durum:
                Adliye Sarayları özellikle büyük kentlerimizde  ciddi büyüklüklere ulaşmış binalardır. Günlük ziyaretçi sayıları binlerle ifade  edilmektedir. Örneğin Ankara Adliyesinde günlük ziyaretçi sayısı 35.000 ila  60.000 arasında seyretmektedir. Bu kişilerin bazıları adliye sıkça geliyor olsa  da, önemli çoğunluğu günlük hayatında adliyeye gelmeyen, ömrü boyunca ancak bir  kaç defa adliye binasını ziyaret etmiş kişilerdir. Doğal olarak nerede hangi  işin yapıldığını, hangi işlemi nasıl yapmak gerektiğini bilmemektedirler. Bu  kişilerin neyi, nasıl yapmaları gerektiği konusunda bilgi alacakları bir yer bulunmadığı  için adliye dış kapısında güvenliği sağlayan polislerden başlayarak, adliye  koridorlarında çay odalarına, temizlik görevlilerine, kalem personeline,  duruşma sırası bekleyen avukatlara, odalarında çalışmakta olan hâkimlere ve  Cumhuriyet savcılarına, hatta iş için adliyeye gelmiş başka vatandaşlara  danışmaları sıkça görülen bir durumdur.
                Danışma masasının bulunmaması nedeniyle en basit  işler için gelen kişiler dahi; neyi, nasıl, nerede yapacağını anlayana kadar  adliye içinde dolaşmak zorunda kalmakta, danıştığı kişilerin görevi olmaması  nedeniyle sorularına cevap vermemeleri gerginliklere ve tartışmalara neden  olabilmektedir. Bu durum hem vatandaşların aldığı hizmetin kalitesini hem de  adliye personelinin verimini düşürmektedir.
                
                Çözüm Önerisi:
                Proje kapsamında, bu problemin giderilerek  adliyelerin modern standartlarda bir danışma-yönlendirme sistemine  kavuşturulması önerilmiştir. Danışma masaları ile, adliyeye gelen kişilerin  ihtiyaç duydukları hizmeti adliyeden alıp alamayacaklarının netleştirilmesi,  birimlerin adliye içinde yerleri konusunda kendilerine bilgi verilmesi,  UYAP’da kayıtlı basit konularda  bilgilendirilmeleri ve broşürler yoluyla aydınlatılmaları sayesinde adliye  içinde niteliksiz ve kontrolsüz trafiğin önüne geçilmesi hedeflenmektedir. 
                Danışma masaları vatandaşlarımızın koridorlarda  vakit kaybetmelerini ve rastgele birimlere girip çıkmalarını engelleyerek  anında bilgi almalarını sağlamanın yanısıra personelin sürekli kendi  görevlerine ilişkin olmayan sorularla asıl işinden alıkonulmasının önüne  geçilmesinde de etkin görev üstlenecektir.   Böylece hem vatandaşlara sunulan hizmetin kalitesi artacak, hem de bu  hizmete ulaşmaları kolaylaşacaktır. 
                
                Uygulama:
              Pilot  adliyelerde danışma masalarının hayata geçirilebilmesi amacı ile öncelikle bu  masalarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve eğitilmesi yoluna  gidilmiştir. Bu birimlerde adliye tecrübesi olmakla birlikte stresin üstesinden  gelebilecek genç personelin görevlendirilmesi uygun bulunmuş ve beş pilot  adliyeden 12 personel Ankara'da eğitimden geçirilmişlerdir. Bu programda  kendilerine hem kalemlerin ve adliyelerin işleyişi gibi mesleki konularda hem  de iletişim ve stres yönetimi gibi yeni görevlerinin gerektirdiği niteliklere  ilişkin olarak eğitim verilmiştir. Eğitimin bu son bölümü tanınmış bir iletişim  danışmanlığı şirketi tarafından sağlanmıştır. Mesleki bilgisi tam ve güler  yüzlü bir personel profiline ulaşmak hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen bu  eğitim, ihtiyaçlar doğrultusunda tekrarlanacaktır.
5- Ön Bürolar
İhtiyaç Tespit Ziyaretleri İle Tespit Edilen  Mevcut Durum:
                Adliyelerdeki  kalemler hâkim ve savcıların yaptıkları işlerin mutfağını teşkil eden görev  tanımlarına sahipken ayrıca kalem yönetmeliklerinde belirtilen görevlerle de  adliye ile ilgili tüm evrak akışını temin eden birimlerdir. Kalemler bu iş  yüküne ek olarak, yeni sistemde danışma masalarında cevaplanacak gereksiz  soruların ve işlem-adres tariflerinin de yegâne adresi konumundadırlar. 
                Kalemler mevcut  işlerinin yanı sıra gelen kişilere evrakların nasıl doldurulacağı, nereden  alınacağı, kimlerden yardım alınacağı, bu evraklara kimlerden onay alınması  gerektiği gibi konularda bilgi vermek durumunda kalmaktadırlar. Bu durum bu  birimlerin gereğinden fazla baskı altında kalmasına yol açmakta ve kalem  personeli bu ortamda hissettiği sürekli iş yetiştirme stresi ile arzu ettiği  nitelikte iş çıkaramayabilmektedir. 
                Ayrıca kalemler  çok rahatlıkla başka birimlerin yürütebileceği karar nüshası temin etme, dava  dosya sureti temin etme vb. gibi işlemlerle de ilgilenmek zorunda kalabilmektedirler.  UYAP üzerinden temin edilebilecek duruşma saatleri, dava durumu gibi bilgiler  de yine kalemlerden talep edilmektedir. Kontrol edilmeyen böylesi bir insan  trafiği ile muhatap olmak durumunda kalan kalemler aslî görevlerini yerine  getirmekte zorlanmaktadır. 
                Danışma masasının bulunmaması nedeniyle en basit  işler için gelen kişiler dahi; neyi, nasıl, nerede yapacağını anlayana kadar  adliye içinde dolaşmak zorunda kalmakta, danıştığı kişilerin görevi olmaması  nedeniyle sorularına cevap vermemeleri gerginliklere ve tartışmalara neden  olabilmektedir. Bu durum hem vatandaşların aldığı hizmetin kalitesini hem de  adliye personelinin verimini düşürmektedir.
                
                Çözüm Önerisi:
                Her adliyede  yaşanmakta olan bu tür sorunların çözümü için Proje kapsamında geliştirilen  çözüm, ön büroların kurulmasıdır. Birçok ülkede başarılı uygulamaları  gözlemlenen ön bürolar danışma masalarının çok daha ötesinde bir görev  üstlenerek bir oyun kurucu gibi adli birimlerin sağlıklı çalışmasına yardımcı  olacaklardır.
                
                Uygulama:
                Ön büroların  kurulması ve faaliyete geçmelerinin ardından kalemlerde çalışan personel daha  rahat ve müdahalesiz ortamlarda çalışma imkanı bulacaktır. Ön büro uygulaması  aşağıda anlatılan kısıtlı alanlar ile birlikte değerlendirilmelidir. 
              Kişilerce  adliyeye sunulan ve adliyeden talep edilen her türlü evraka ilişkin işlemler ön  bürolarca takip edilecek ve sonlandırılacaktır. Bir başka deyişle ön bürolar,  kalemlerde yapılan işlemlerinin birçoğunun neticelendirileceği birimler  olacaktır. Dilekçe teslimi, dosyaya belge ve delil eklenmesi, dosya  nüshalarının alınması, vb. hâlihazırda kalemlerde yapılan işlemlerin ön  bürolarda tamamlanması hedeflenmektedir. Çalışmalarda aksama olmaması ve yeni  uygulamalar yaparken vatandaşların mağdur olmaması düşünülerek, ön bürolarda görevlendirilecek  personelin adliyenin ve kalemlerin işleyişini bilen tecrübeli memurlar  arasından seçilmesi uygun bulunmuştur.
6- Kısıtlı Alanlar
İhtiyaç Tespit Ziyaretleri İle Tespit Edilen  Mevcut Durum:
                Türk  adliyesinde öteden beri oldukça fazla dillendirilen ancak çözüm getirilemeyen  sorunlardan bir tanesi de yargı unsurlarının sessiz ve işlerine  yoğunlaşacakları ortamları bulamadıklarına ilişkindir. Adliye binalarında görev  yapan pek çok hâkim ve Cumhuriyet savcısı sessiz bir ortamda sakince dosyalarını  inceleyememekten yakınmaktadır. Gerçekten de adliye koridorlarında var olan  kalabalık, kimi zaman çarşı-pazar görüntüsü oluşturmaktadır. Onca uğultu  arasında kapıları açık şekilde çalışan, her an vatandaşın değişik talepleriyle  karşı karşıya kalan kalem personeli ile hâkim ve Cumhuriyet savcılarının bu  karmaşa içinde işlerine yoğunlaşmalarını ve arzu ettikleri derecede nitelikli  iş üretebilmelerini beklemek mümkün değildir. Türkiye’de Mahkeme Yönetimi  Sistemine Destek Projesi kapsamında bu mesele de ele alınmış ve bir dizi çözüm  önerileri geliştirilmiştir. 
                Başlıca tespit;  adliyeye giren herkesin her alana serbestçe erişmesinin doğru olmadığı yönünde  oluşmuştur. Ancak bu kısıtlama hiçbir şekilde başvuru sahibinin işi  halledilmeksizin adliyeden çıkıp gitmesi şeklinde yorumlanmamalıdır. Hem  adliyede işi olanların amacına ulaşmasını kolaylaştıracak hem de adliye  mensuplarının sakin bir ortamda çalışmalarını sağlayacak bir yöntem  geliştirilmelidir. 
                
                Çözüm Önerisi:
                Kısıtlı alan  kavramı ile anlatılmak istenen, adliye içindeki her birime her isteyenin  istediği anda ve şekilde girmesinin kısıtlanmasıdır. Bu sayede ciddi  odaklanmayı gerektiren, ihtisas ve tecrübe ile yürütülebilen görevlerin  yapılabilmesi için mümkün ortam oluşabilecektir. Unutulmamalıdır ki, adalete  erişim hâkim odasına serbestçe erişim demek değildir. 
                Adliyelerde  kısıtlı alanlar oluşturularak, başta hâkim ve Cumhuriyet savcısı odaları ile  kalemler olmak üzere işe odaklanmayı gerektiren çalışma odalarının bulunduğu  koridorları kalabalık ve sesten arındırılması gereklidir. Başka birimler  tarafından çözüm getirilebilecek başvuruların hâkim ve Cumhuriyet savcısını  veya kalem personelini meşgul etmemesi, ancak zaruri hallerde çalışma  koridorlarına başvuru sahibinin girebilmesi gerekir. Bu doğrultuda bu koridorlar  ziyaretçi erişimine kapatılacak ve yalnızca izin alan kişilerin girişine izin  verilecektir. 
                Kısıtlı  alanlar, yukarıda ele alınan ön büro ve danışma masası gibi uygulamalarla  desteklendiği sürece işe yarar olacaktır. 
                Makul bir  gerekçe ile veya özel sebeplerle kısıtlı alanlarda bulunan adliye mensupları  ile görüşmek isteyen kişilerin bu alanlara girişi mümkün olmalı ancak bu erişim  ziyaret edileceklerin belirlediği biçimde ve onları işlerini yapamaz hale  getirmeyecek zaman dilimlerinde mümkün olmalıdır. 
                Bu çerçevede  adliyelerde 3 alan oluşturulması önerilmiştir: açık, yarı kısıtlı ve kısıtlı  alanlar:
                Açık alanlar  adliyeyi ziyaret eden tüm vatandaşların rahatlıkla ulaşabileceği, girmek için  hiçbir yetkilendirmeye ihtiyaç duyulmayan alanlardır. Danışma masaları, ön  bürolar, Baro odası, harç vezneleri, duruşma salonları, kafeteryalar, bekleme  salonları, adli tıp birimi, adli sicil bürosu bu alanlara örnek olarak  sayılabilir. 
                Yarı kısıtlı  alanlar ancak birinci seviye yetkilendirmeye sahip ziyaretçilerin  bulunabilecekleri alanları ifade etmektedir. Kalemler ve sorgu odaları bu tür  alanlardır. 
                Kısıtlı alanlar  ise son seviye yetkilendirmeye sahip ziyaretçilerin girebilecekleri alanları  ifade etmektedir. Hâkim ve Cumhuriyet savcısı odaları, kütüphaneler, arşivler  ve emanet odaları bu alanda yer alacaktır.
                Kısıtlı alan  uygulaması yönlendirme işaretleri, kat planları gibi görsel unsurlarla da  desteklenerek vatandaşların adliye içinde aradıkları bölgeleri rahatlıkla  bulmaları sağlanacaktır.
                
                Uygulama:
                Kısıtlı  alanların uygulaması, kişileri hak kaybına uğratmayacak ve adliyedeki işleyişi  aksatmayacak şekilde pilot adliye yönetimlerince detaylandırılacaktır. Şimdiye  kadar uygulanan adliye mimari planlarında böyle bir uygulama düşünülmediği için  sistemin eski binalarda tam anlamıyla uygulanması için ciddi yatırımlar  gerekmektedir. Adliye büyüklüğü, iş hacmi ve personel sayısı gibi unsurlar da  kısıtlı alan uygulamalarını adliye bazında çözüm getirmeyi zorunlu kılmaktadır.  Kimi adliyelerde sadece serbest ve kısıtlı alanlar oluşturmak mümkünken  kimilerinde ise daha esnek kısıtlama örnekleri yapılacaktır.
              Her mahkeme  için ayrı bir duruşma salonu yerine, duruşma salonlarının paylaşımlı kullanımı  ortaya çıkacak fazla salonların ise çalışma/toplantı odaları olarak kullanılması  uygulama sırasında geliştirilebilecek önlemlerdir. Proje uygulamasında bu  çalışmalarla ilgili yeterli bir izleme süreci olmadığı için uygulama sonuçları  henüz değerlendirilememiştir.
7- Vatandaşların bilgilendirilmesi
		İhtiyaç Tespit Ziyaretleri İle Tespit Edilen  Mevcut Durum:
                Vatandaşların  gerek adli iş ve işlemler gerekse adliye binasına dair bilgi edinmesini  sağlayacak kaynaklar yok denecek kadar azdır. Vatandaşlar adliyede yönlerini  herkese sordukları gibi, adli işlere ilişkin en temel bilgileri de başta kalem  personeli olmak üzere sorarak öğrenmeye çalışmaktadırlar. Hukuk dilinin eğitim  düzeyi yüksek vatandaşlar tarafından dahi rahat anlaşılamaması da vatandaşların  muhakeme usulleri ve kararlar hakkında bilgi ihtiyacını artırmakta, onları işin  ehli olsun olmasın herkesten bilgi edinme ve inanmaya yöneltmektedir. 
                
                Çözüm Önerisi:
                Vatandaşın adli  süreçlere ilişkin temel bilgi eksikliğini gidererek hak kayıplarını önlemek ve  kamuoyunda hukuk ve adli sistem hakkındaki bilgi ve farkındalık seviyesini yükseltmek  için bilgilendirme araçları geliştirilmelidir. Bu araçlar vatandaşların  adliyeye işi düştüğünde neler yapmaları gerektiği hakkında kolayca  anlayabilecekleri, basit, temel bilgiler veren ve onları uzman birim ya da  kişilere başvurmaya yönelten ilk bilgi kaynakları olmalıdır.
                Dikkat edilen  önemli hususlardan biri de bu bilgi kaynaklarının (broşürlerin) niteliğidir.  Bunlar bir avukattan alınacak hukuki danışma veya temsil hizmetine ikame olarak  düşünülmemelidir. Bununla birlikte, bir konuda kamuoyundaki bilgi ve anlayış  eksikliği de bir meslek grubunun geçim kaynağı olarak algılanmamalıdır.  
                
                Uygulama:
                Proje kapsamında ilk aşamada 12 adet broşür geliştirilmiş ve pilot  adliyelere dağıtılmıştır. Ayrıca vatandaşların soruları karşısında ortak ve  standart bilgiler verilmesini sağlamak üzere geliştirilen adliye rehberi de  pilot adliyelerin personeline dağıtılmıştır.
                Broşürler, bilgi ihtiyacını adliye  içinde çeşitli birimlere rastgele uğrayarak sorduğu sorular ile gidermeye  çalışan ziyaretçilerin önlenmesi için de yararlı bir araç olacaktır. Kısıtlı  alan uygulaması ile artık eskisi gibi birimlere erişemeyecek olan kişilere  broşürler aracılığı ile doğru bilgiler kolayca anlaşılır bir dilde  sunulacaktır. Bu uygulamanın doğal bir sonucu olarak, eksik bilgi ile hazırlanmış  olan yanlış veya yetersiz evrakla uğraşma zorunluluğu da ortadan kalkacaktır.  Vatandaşlar doğru bilgilere dayalı olarak taleplerde bulunacaklar ve bu  taleplerin işlenmesi ve neticelendirilmesi de kolay olacaktır.
Copyright Türkiye Rehberi 2006 - 2025. Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik Politikası | Feragatname