Türkiye'de ERP Uygulamaları Önsöz
Türkiye'de ERP sistemi kurmuş ya da kurmakta olan kurumlardan bir anket çalışması yardımıyla veri toplanarak, Türkiye'deki kurumların ERP 
sistemlerine bakış açıları, bu sistemden beklentileri, bu sistem sayesinde elde ettikleri kazanımlar ortaya konmaya 
çalışılmıştır. Cevabı aranan diğer konular, ERP sistemlerinin kurulumu ve işletilmesi esnasında karşılaşılan güçlükler ile 
ERP'nin dezavantaj olarak nitelendirilebilecek yönleridir. 
Geride bıraktığımız yüzyılın son yarısında ticari firmalar ve kurumlar bilgi ve iletişim 
teknolojisinde yaşanan gelişmelere paralel olarak yeni yönetim ve iş yapma yaklaşımları 
geliştirmişler ve bilgisayar yazılımları giderek firmalarda hakimiyet kurmuştur. Bu 
gelişmelerin vardığı son noktalardan birisi de Kurumsal Kaynak Planlama, uluslar arası 
literatürde bilinen kısaltmasıyla ERP'dir. 
ERP, kısaca tanımlanacak olursa, kurumların tedarikten, dağıtıma kadar tüm iş süreçlerini 
bütünleşik bir veri/bilgi yönetim sistemi desteğiyle yönetmesini sağlayan geniş kapsamlı 
ve modüler yapıya sahip bir yazılım paketidir [Klaus et al., 2000] [Davenport, 1998]. 
Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de ERP sistemini kurmuş veya kurmakta olan firmaların bu 
sistemi neden tercih ettikleri, sistemin kurulumu esnasında yaşadıkları problemleri, bu 
sistemin kendilerine kazandırdıklarını ve sistemin işletilmesi ile ilgili zorlukları tespit 
etmektir. 
Bu amaca ulaşmak için Türkiye'de bu sistemi kullanmakta olan kurumlardan bir 
anket soru formu aracılığı ile bilgiler toplanmış ve istatistiksel bazı analizler kullanılarak 
sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. 
ERP METODOLOJİSİ
Türkiye'deki ERP uygulamalarını araştırmak için kullanılan anket çalışmasının metodolojik 
adımları aşağıda sıralanmıştır: 
- 1. Elde edilmesi amaçlanan bilgilerin belirlenmesi
- 2. Verilerin toplanacağı hedef kitlenin tespit edilmesi 
- 3. Anket sorularının belirlenmesi 
- 4. Anket uygulama metodunun belirlenmesi 
- 5. Anket tasarımının yapılması 
- 6. Anket uygunluğunun test edilmesi 
- 7. Anketin uygulanması 
- 8. Toplanan verilerin analiz edilmesi ve yorumlanması 
Anket soruları büyük ölçüde anketin hedefleri doğrultusunda ve anket tekniklerine uygun 
şekilde özgün şekilde belirlenmiş, belli soruların belirlenmesinde ise diğer bazı çalışmalar 
yol gösterici olmuştur.
Anketin uygulanması için anketi doldurabilecek bilgi ve tecrübelere sahip kurum ve kişileri 
bulmak ve bu kişilerle temasa geçerek anketi doldurmalarını sağlamak amacıyla iki 
yöntem izlendi: (1) Kişisel tanıdıklar vasıtasıyla yukarıda tanımlanan kişilere ulaşmak, (2) 
ERP ürünü satıcıları aracılığı ile yukarıda tanımlanan kişilere ulaşmak. 
Bu iki yöntem kullanılarak anket, e-posta aracılığı ile doğrudan ya da ERP ürünü satıcıları 
vasıtasıyla dolaylı olarak, anketi doldurabilecek yetkinlikteki yaklaşık1 20 kişiye ulaştırıldı. 
Anketin cevaplanması için tanınan 3.5 aylık süre sonunda toplanan cevap sayısı 13 oldu 
ki bu da %65'lik bir cevaplanma oranına tekabül etmektedir. Normal şartlarda istatistiksel 
olarak sonuç çıkarmak açısından düşük bir cevap sayısı olarak nitelendirilebilecek olan 13 
rakamı, Türkiye içinde bu anketi cevaplandırabilecek kurum ve kişilerin azlığı, bu kişilere 
ulaşmanın zorluğu ve ulaşılsa bile kurum politikası gibi sebeplerle cevaplandırmak 
istememe gibi etmenler göz önüne alındığında konu hakkındaki eğilimleri tespit etmek 
açısından iyi bir rakam olarak düşünülebilir. Bununla birlikte, Türkiye'nin genelini daha 
gerçekçi yansıtması açısından daha çok katılımcıya ulaşabilecek çalışmaların gelecekte 
yapılması gerekliliğini savunmaktayız.  
ERP ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI
ERP Katılımcıların Profili
Ankete katılan kurumların özellikleri çeşitli parametreler bazında değerlendirildiğinde 
aşağıda özetlenen sonuçlara varılmıştır. 
Katılımcıların %61'i imalat, %31'i hizmet ve %8'i inşaat sektöründe faaliyet 
göstermektedir. Katılımcıların %46.2'lik bölümü İstanbul'da bulunurken, bu oranı sırasıyla 
%38.5, %7.7 ve %7.7'lik oranlarla Ankara, İzmir ve Tekirdağ takip etmektedir.  
Kurumların çalışan sayılarına bakıldığında %38.5'inin 500 - 1000 arasında çalışana sahip 
oldukları, %30.8'inin mevcudunun ise 1000 - 3000 arasında olduğu görülmektedir. 
%23.1'lik bölümün çalışan sayıları 100 ile 500 arasında değişirken, %7.7'lik küçük bir 
kısmın çalışan sayısı 100 adetten azdır. Kurumların büyüklükleri yıllık ciroları açısından 
incelenirse % 38.5'lik bölümünün 100 milyon USD'den daha fazla ciroya sahip olduğu 
görülmektedir. %30,8'lik bölümün cirosu 50 milyon ile 100 milyon USD arasında 
değişirken, en düşük ciroya sahip %7,7 lik bölümün yıllık geliri 5 milyon ile 10 milyon 
USD arasındadır.
Neden ERP?
Anket sonuçlarına göre kurumları ERP kurmaya iten sebepler incelendiğinde kurumların 
tercihleri arasında oldukça büyük farklılıklar olduğu göze çarpmaktadır. Tablo 3.1'de 
ankette sunulan beklenti listesi, kurumların verdikleri puanların ortalamaları baz alınarak 
en çok önemsenenden en az önemsenene doğru sıralanmıştır. Böyle bir sıralama yapılmış 
da olsa kurumların verdikleri yanıtlar birbirleri arasında oldukça büyük farklılıklar 
gösterebilmektedir.  

Bu çeşitliliğin nedenleri, söz konusu beklentiler ile kurumların sektörsel, hacimsel ve 
sistemsel özellikleri arasındaki ilişki ile açıklanabilmektedir. Örneğin beklentilerin 
önemsenme sırasında son sırada yer alan '2000 yılı problemine karşı bir katalizör olarak 
kullanma' beklentisi ERP sistemi yeni olan birçok kurumda hiç önem arz etmezken, 
ERP 
kurulumuna 2000 yılından birkaç yıl önce başlayan kurumlarda oldukça önem arz 
edebilmektedir. Listeye göre kurumların ERP'den en önemli beklentileri iş süreçlerinde 
iyileşme, birimler arası koordinasyon ve operasyonel kararlarda iyileşme sağlanması 
olarak ortaya çıkmaktadır. 
Beklenti listesinde beklenti puanı ortalamalarına göre en alt sıralarda yer alan "Etkin bir 
E-Ticaret altyapısı kurmak" maddesi de genelde çok düşük bir puan almasına karşın 
hizmet sektöründe faaliyet gösteren iki firma bu maddeyi en üst düzeyde önemsediklerini 
belirtmiştir. Bir diğer genel anlamda az önemsenen beklenti olan "Coğrafi olarak 
birbirinden uzak birimler arası koordinasyonu sağlama" beklentisi, dağıtım sistemi "çok 
üretim merkezli ve çok ambarlı" olan kurumlar dikkate alındığında listenin üst sıralarına 
tırmanabilmektedir. 
İsveç'te yapılan benzer bir araştırmada ilk üç sırayı şu maddeler almıştır: (1) Eskimiş 
sistemlerin yenilenmesi, (2) İş sistemlerini basitleştirmek ve standartlaştırmak, (3) 
Stratejik avantaj sağlamak
ERP'de Hangi Yazılım?
Kurumların ERP kurmaya karar verdikten sonra hangi yazılımı kuracaklarını seçerken 
hangi kriterleri göz önüne aldıkları sorusuna verilen yanıtlar uyarınca Tablo 3.2'de yazılım 
seçiminde rol oynayan etmenler en önemliden en önemsize doğru sıralanmıştır. 

Sıralı listeye bakıldığında yazılım maliyetinin seçim esnasında en önemli etmen olarak 
ortaya çıktığı ve istisnasız tüm kurumların bu etmene yüksek puan verdikleri 
görülmektedir. Veriler incelendiğinde üst sıralardan alt sıralara gidildikçe verilen 
puanlardaki homojenliğin azaldığı ve verilen puanlar arasındaki farklılıkların arttığı göze 
çarpmaktadır. 
"E-ticaret Desteği" maddesi tıpkı bir önceki bölümde olduğu gibi son sıralarda yer 
almasına rağmen gene bir önceki bölümdekine benzer şekilde hizmet sektöründeki 
kurumların yazılım seçimlerinde önemli rol oynamıştır. 
E-ticaret kavramı, ERP'den beklentiler ve yazılım seçimindeki etkileri açısından 
incelenirse, ERP'den e-ticaret yönünde bir beklentiye sahip olan kurumlarla, yazılım 
seçiminde e-ticaret desteği arayan kurumlar arasında tahmin edilebileceği şekilde "0,88" 
gibi yüksek bir korelasyon katsayısı mevcuttur. Benzer bir ilişki "Web tabanlı uygulama 
desteği" arayan kurumlar ile yukarıdaki iki madde arasında da görülmektedir. 
İmalat sektöründe faaliyet gösteren kurumlardan bir tanesi yukarıdaki maddeler dışında 
"Yazılımın, çoklu organizasyon kurulumuna izin vermesi" konusunun da kendileri için 
yazılım seçiminde etkili olduğunu belirtmiştir. 
ERP'den beklentiler ve yazılım seçimini etkileyen etmenleri incelediğimizde, genel 
anlamda kabul gören üst sıradaki maddelerden aşağı inildikçe kurumlar arası seçimlerin 
farklılaştığını ve bu farklılığın da daha çok hizmet ve imalat sektörlerindeki kurumlar 
arasında ortaya çıktığını görmekteyiz. Gene de hizmet sektörü ve imalat sektörü 
ortalamalarını ayrı ayrı alıp aralarındaki korelasyon ilişkisini incelediğimizde "0,8" gibi 
büyük rakamlarla karşılaşmaktayız ki bu da iki temel sektörün tercihleri arasında büyük 
farklılıklar olmadığı anlamında yorumlanabilir. 
ERP için kurulan ekipler
Ankette sorulan iki ayrı soru ile kurumların, yazılım seçimi ve ERP kurulumu için 
kurdukları ekipler için hangi birimden kaç adet personel kullandıkları sorgulanmıştır. Şekil 
3.1 ve 3.2'de kurumların ERP yazılım seçimi ve ERP kurulumu için oluşturdukları ekiplere 
ortalama olarak hangi birimlerin ne oranda katılım sağladıkları görülmektedir.

Ham verilere bakıldığında kurumların yazılım seçimi için oluşturdukları ekibe çok değişik 
birimlerden personel atayabildiğini ve bu birimlerin ve birimlerin verdikleri eleman 
sayılarının kurumdan kuruma büyük farklılıklar içerdiği gözlemlenmektedir. Toplamda 
yazılım seçimine katkıda bulunan personel sayısı ile kurumların toplam personel sayıları 
arasında bir ilişki olup olmadığı araştırıldığında korelasyon katsayısının 0'a oldukça yakın 
çıkması, bu iki durumun birbirinden bağımsız olduğu sonucunu ortaya çıkarmaktadır. 
Kurumların oluşturdukları yazılım seçim ekipleri genelde kurumların büyüklükleri ile ilgili 
görünmemektedir. Aynı durum kurumların ERP kurulumu için oluşturdukları ekipler için 
de geçerlidir.  

Yazılım seçim ekipleri için birimlerden seçilen personel sayısı ile ERP kurulum için 
birimlerden seçilen personel sayısı arasında ise "0,66" oranında bir korelasyon 
hesaplanmıştır. Bu durum, kurumların yazılım seçim ekipleri ile ERP kurulum ekipleri 
arasında güçlü bir ilişki olduğunun göstergesi olarak düşünülebilir. 
Hem yazılım seçim hem de ERP kurulum ekiplerine katkıda bulunan birimlerin başında 
ciddi bir farkla IT (Bilgi İşlem) birimi gelmektedir. Bunu sıralamada ufak farklılıklarla 
Muhasebe/Finans, Üst Yönetim ve Danışman Firma elemanları takip etmektedir. Bu 
durumda kurumların ERP açısından can alıcı birim olarak IT birimini düşündükleri 
görülmektedir. Onun hemen ardından Muhasebe/Finans bölümünün gelmekte, bu durum 
verilerden hizmet sektörünü ayıklayarak sadece imalat sektörünü bıraksak dahi 
değişmemektedir. 
Bu verilerden çıkarılabilecek bir diğer sonuç da kurumların ERP kurulumu için genelde bir 
danışman firma ile birlikte çalışmayı tercih etmeleridir. Ankete katılan kurumların %61'i 
bir danışman firma ile çalıştıklarını belirtmişlerdir. 
ERP kurulum süresi
Çalışma kapsamında kurumların ERP kurmaya ay ve yıl bazında ne zaman karar 
verdikleri, kuruluma ne zaman başladıkları ve ne zaman tamamladıkları veya 
tamamlamayı planladıkları gibi süreye ilişkin parametreler de araştırıldı. 

Tablo 3.3, kurumların ankete ERP kurulum süreleriyle ilgili vermiş oldukları yanıtlar 
değerlendirilerek hazırlanmış bir özet niteliğindedir. Bu tabloya göre, firmalar, ERP 
kurmaya karar verdikten ortalama 23 ay, kuruluma başladıktan sonra da ortalama 16 ay 
içerisinde kurulumu tamamlamaktadırlar. Buradan çıkan bir diğer sonuç da firmaların ERP 
kurmaya karar verdikten ortalama 7 ay sonra kuruluma başlamalarıdır. Bekleme süresi 
ortalama 7 ay olsa da hiç beklemeden doğrudan kuruluma başlayan firmalar da göze 
çarpmaktadır. 
İsveç'te yapılan benzer bir çalışma da tespit edilen süreler de bu çalışmadakine yakındır. 
İsveç'teki çalışmaya göre ortalama kurulum süresi, kurulum başladıktan sonra 17 aydır 
[Elhager et al., 2003]. 
Bu süreler, anketi yanıtlayan kurumların çalışan sayıları ile ilişkilendirildiğinde ortaya 
yüksek korelasyon katsayıları çıkmaktadır. Kurum mevcudunun Süre 2 ile arasındaki 
korelasyon katsayısı "0,86" iken, Süre1 ile arasındaki korelasyon katsayısı "0,74" olarak 
ortaya çıkmaktadır. Bu yüksek rakamlar ERP kurulum süresi ile kurum büyüklüğü 
arasında güçlü bir doğrusal ilişki olduğunu göstermektedir. 
ERP Kurulan modüller
Anket soru formunda kurumlara, ERP modüllerinden hangilerini kurmayı planladıklarını, 
hangilerinin kurulumlarını tamamladıklarını ve hangilerinin kurulumlarına devam ettikleri 
soruldu. Alınan yanıtlara göre hazırlanan Tablo 3.4'te modüller en çok tercih edilenden en 
az tercih edilene doğru sıralanmıştır. Buna göre, kurumların en çok "Satın Alma" 
modülünü önemsedikleri ve bu modülün kurulmaya başlanmadığı kurum olmadığı 
görülmektedir. "Satın Alma" modülünün tamamlanma oranı da %92,3 ile gene en üst 
sırada yer almaktadır.
 Bu modülü ilk üç sırada "Finans/Muhasebe" ve "Satış" modülleri 
takip etmektedir. Burada gözden kaçırılmaması gereken bir nokta, "MRPII" modülünün 
sadece imalat sektöründe faaliyet gösteren kurumlar incelendiğinde kendine hemen 
"Finans/Muhasebe" modülünün ardından 3. sırada yer bulduğudur. Gene sadece imalat 
sektöründeki firmalar incelendiğinde "İmalat Yön. Sist./Atölye Entegrasyonu" modülünün 
üst sıralara doğru tırmandığı görülmektedir. 
En ön sıradaki modüller dışındaki modüller imalat ve hizmet sektörü baz alınarak yapılan 
sıralamada kendilerine farklı yerler bulabilmektedirler. ERP sistemlerine göre daha yeni 
kavramlar olan ve doğrudan ERP sisteminin bir parçası olup olmadıkları tartışma konusu 
olan "Tedarik Zinciri Yönetimi (SCM)" ve "Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)" modüllerinin 
ülkemizde henüz kendilerine ciddi bir yer bulamadığı bu sıralamadaki yerlerinden 
anlaşılmaktadır.  
İş dünyasında son yıllarda adı duyulmaya başlayan ve kurumların geçmişe yönelik 
verilerini yeniden düzenleyerek OLAP teknolojisi yardımıyla üç boyutlu sorgulamalar 
yapabilmelerini sağlayan "Veri Ambarı (Data Warehouse)" modülünün kurulumunu 
tamamlamış ya da tamamlamak üzere olan kurumların oranı %30'u bulmaktadır. 
SCM, CRM ve "Veri Ambarı" gibi ERP'nin çekirdek modüllerinden olmayan ve geçmişi daha 
yeni olan modüllerin genelde nispeten daha büyük firmalar tarafından tercih edildiği 
gözlenmektedir. Gene de diğerlerine göre çok daha küçük olan bir firmanın da bu 
modülleri kurmaya başlamış olması küçük kurumların dahi bu modüllerden faydalanmak 
isteyebileceklerini göstermektedir. 
Anketi yanıtlayan firmaların kurmayı tamamladıkları, kurmaya devam ettikleri ya da 
kurmayı planladıkları modüllerin ortalama sayısı 11,38 olarak ortaya çıkmaktadır ki bu 
ankette adı geçen toplam modül sayısının (17) %66'sına tekabül etmektedir.  
Kurumlara ayrıca kullandıkları ERP yazılımlarını nasıl elde ettikleri de soruldu. Tüm 
firmalar ERP için dışarıdan bir paket satın aldıklarını ifade ederken, sadece bir firma tüm 
modülleri kendileri ürettiğini belirtti. Bu firma hariç tutularak diğer firmaların modüllerinin 
kökenine bakılırsa, modüllerin %93 oranında hazır bir ERP paketinin parçası olduğu, %3 
oranında bir yazılım firmasına özel olarak yaptırıldığı ve %4 oranında da firmanın kendisi 
tarafından üretildiği görülmektedir. 
Zaten ankete katılan 13 firmadan 9'u kullandıkları 
modüllerin tamamının hazır bir paketin parçası olduğunu belirtmiştir. İsveç'te yapılan 
çalışmada ise firmaların %55'i tek bir ERP paketi kullandıklarını belirtirken, %30'u bir ERP 
paketi ile ilave modülleri bir arada kullandıklarını belirtmişlerdir. Tamamen firma içinde 
üretilen yazılım kullananların oranı ancak %2'dir [Elhager et al., 2003]. 
Kurumların kullandıkları modüllerin Internet uyumlu olup olmadıkları konusunda 
verdikleri cevaplar incelenirse, tüm modüllerin %65'inin Internet uyumlu olduğu 
görülmektedir. Bu yüksek oran kurumların uzaktan erişime müsaade eden Internet 
tabanlı uygulamaları tercih ettiklerini göstermektedir. 
ERP kurulum maliyetleri
Tablo 3.5'te, anket çalışmasında elde edilen maliyet dağılımına ilişkin veriler ABD ve 
İsveç'te yapılan benzer bir çalışmadaki verilerle birlikte sunulmuştur [Mabert et al., 2001] 
[Elhager et al., 2003]. Maliyet dağılım verilerine bakıldığında firmaların birbirlerine oranla 
çok farklı cevaplar vermiş oldukları dikkat çekmektedir. Bu farklılıklar incelendiğinde 
kurumların diğer özellikleriyle doğrudan bağlantı kurmak oldukça güçtür. Bu durumda 
kurumların ERP kurulum maliyetleri açısından gösterdikleri farkların kendi iç yapılarındaki 
dinamiklerden kaynaklandığı varsayılabilir. 
 

Verilere göre firmaların ERP maliyetlerindeki en büyük kalemleri yazılım ve onun hemen 
ardından donanım maliyetleri oluşturmaktadır. 
Bu değerler, ABD'de ve İsveç'te yapılan araştırma sonuçları ile kıyaslandığında ise ortaya 
ilginç sonuçlar çıkmaktadır. Örneğin Türkiye'de en ağırlıklı maliyet kalemi olan Yazılım, 
ABD'de son sıralarda kendine yer bulabilmektedir. ABD ve İsveç'te en büyük kalem %30 
ile Danışmanlık iken Türkiye'de bu kalem ancak %14,3'lük bir payla üçüncü sırada 
bulunmaktadır.
 Bu durum Türkiye'deki işgücü maliyetlerinin ABD'dekine oranla düşüklüğü 
ile ve belki de Türkiye'deki firmaların bilgiye ABD'de olduğu kadar değer vermemeleri ile 
açıklanabilir. Bunu destekleyen bir diğer faktör olarak da Eğitim kalemleri arasındaki 
farklılık gösterilebilir. Türkiye'de %6,4 olan Eğitim maliyetleri, ABD'de %15 
mertebesindedir. Türkiye'de bazı firmalar ilginç bir şekilde ERP eğitim maliyetlerinin %0 olduğunu belirtmişlerdir. Bu, ERP için en azından son kullanıcıların mutlaka eğitim 
almaları gerektiği düşünüldüğünde çok akla yatkın bir değer olmasa da alınan cevaplar bu 
yöndedir. Bu firmalar toplam maliyet içerisinde eğitime ayrılan bölümün 
önemsenmeyecek oranda az olduğunu düşünüyor olabilirler. 
ERP kurulumu esnasında karşılaşılan güçlükler aşağıda en çok rastlanan sorundan an az 
rastlanana doğru sıralanarak bir liste halinde verilmiştir
- Kurum çalışanlarının yeni sistemin getireceği değişikliklere direnç göstermesi 
- Altyapı yetersizliği (telekom hatlarının yetersizliği gibi) 
- Danışmanlık hizmet kalitesinin yeterli düzeyde olmaması 
- Operasyonel iş süreçlerinin yeni sistem uyarınca değiştirilme gerekliliği 
- Kurumun genel olarak sistemi kabul etmekte (sisteme adapte olmakta) 
zorlanması, birimlerin yeni sisteme duyarsız yaklaşımı 
- Kurulum ekibinin başka işlerle de uğraşıyor oluşu  
- Son kullanıcıların yeterince kalifiye olmaması 
- Sisteme ait dokümantasyon eksikliği 
- Kurulum esnasında üretimin durdurulamaması, kurulumun üretim devam 
ederken yapılma zorunluluğu 
- Sistem kurulumuna ait bütçe oluşturmanın zorluğu 
- Proje yönetimi faaliyetinin yeterince iyi yapılamaması 
- Kurulum ekibi içindeki sirkülasyon, ekibin sabit kalamaması 
- Kullanılan yazılım için yurt içindeki desteğin yetersiz oluşu, yurt dışından yardım 
alma zorunluluğu 
- Üst yönetimin yeni sistemi yeterince sahiplenmemesi 
- Mevcut kullanılan sistemden yeni kurulan sisteme veri aktarımının zorluğu 
- Yazılımdaki hatalar 
- Yazılımın iş süreçleri uyarınca özelleştirilmesinin (customization), kuruma özel 
raporların oluşturulmasının zor oluşu.
Yatırımın geri dönüşü
ERP sistemi gibi büyük teknolojik yatırımlar yapılmadan önce yapılması öngörülen 
işlerden biri, yatırımın iş değerini ölçmeye yönelik olarak yatırımın geri dönüşünün 
hesaplanmasıdır. Bu açıdan kurumların bu tip bir çalışma yapıp yapmadıklarına yönelik 
olarak sorulan soruya alınan yanıtlar oldukça ilgi çekicidir. Buna göre anketi yanıtlayan firmalardan 9 adedi 
(%69) böyle bir hesaplama yapılmadığını ya da yapılamadığını 
ifade etmişlerdir. Diğer 4 firmanın yatırımın geri dönüşüne ilişkin 
verdikleri sürenin ortalaması 1,87 yıldır. Alınan yanıtlardan en 
büyüğü 2,5 yıl en küçüğü ise 1 yıldır. 1 yıl yanıtını veren firma, 
katılan firmalar içinde en küçük olanıdır. 
Bölüm 4.2'de incelenen ve ABD'de ERP üzerine yapılan araştırma 
sonuçlarında elde edilen yatırımın geri dönüşü değerlerinin ise 
%5-20 (toplam yatırım değeri üzerinden yıllık geri dönüş oranı) 
aralığında olduğu görülmektedir [Mabert et al., 2001]. Bu 
rakamlar geri dönüş 
süresinin 5 ile 20 yıl  arasında değiştiği 
anlamındadır. Bu  değerler, bu 
çalışmada elde  edilenlerle 
kıyaslandığında oldukça  büyük değerlerdir.
 
Genel parametreler
ERP sisteminin çalışmaya başlamasıyla birlikte kurumların stok seviyesi, işletme 
maliyetleri gibi genel parametreler açısından nasıl etkilendikleri çalışma kapsamında 
araştırılan konular arasındadır. Ayrıca ERP sisteminin, kurumların daha doğru karar 
vermesinde ve müşterileri bağlılığının artmasında kendilerine katkı sağlayıp sağlamadığı 
araştırılmıştır.
ERP'nin stok seviyesine etkisi ile ilgili sorulan soruya katılımcıların %54'ünün cevabı azaldı oldu. Azalma oranının %51'den fazla olduğunu ifade eden katılımcıların yüzdesi 
%8, %21-50 oranında azaldığını söyleyenlerin yüzdesi %38, %0-20 oranında azaldığını 
bildirenlerin oranı ise %8 olarak belirlendi. Katılımcıların %38'i bu konuda bir bilgilerinin 
olmadığını bir diğer deyişle böyle bir hesaplama yapılmadığını bildirmişlerdir. Yüzde 
olarak %8'e tekabül eden bir katılımcı, ERP sisteminin stok seviyesini etkilemediğini ifade 
etmiştir. 
ERP sisteminin işletme maliyetlerine olan etkisi incelendiğinde de 
katılımcıların %54'ünün işletme maliyetlerinin azaldığını belirttikleri görülmektedir. 
Azalma oranının %1-20 arasında olduğunu belirtenlerin yüzdesi %46, azalma oranının 
%21-50 arasında oluğunu belirtenlerin oranı ise %8'dir. Katılımcıların %38'i böyle bir 
hesaplama yapılmadığını belirtirken, %8'lik bölümü de ERP sisteminin işletme 
maliyetlerini etkilemediğini ifade etmiştir.
 
Ankete katılanların %85 gibi büyük bir oranı gerçek zamanlı veri güncelleme prensibine 
göre çalışan ERP sisteminin daha doğru karar vermelerinde olumlu katkı yaptığını 
düşünmektedir. Katılımcıların %47'si bu katkının %75-100 oranında olduğunu, %38'i ise 
%50-75 oranında olduğunu söylemektedir. Katılımcıların %15'i ise bu konuda bilgilerinin 
olmadığını belirtmişlerdir.
 
Anket sonuçlarına göre, kurumların %46'sı ERP sisteminin müşteri bağlılığının artmasına 
olumlu katkı yaptığını düşünmektedir. Bu konuda fikir sahibi olmayan kurumların oranı 
ise %38'dir. Katkının oranı ise %1-25 aralığında yoğunlaşmaktadır. Kurumların %31'i bu 
yönde fikir belirtmiştir. 
ERP Modüllerin katkısı
ERP kullanıcılarının, ERP modüllerinden ne oranda fayda sağladıklarını değerlendirmek 
amacıyla anket formuna konan tabloya verilen puanlara göre hazırlanan Tablo 3.6'da 
kurumların beklentilerini en fazla karşılayan modülden en az karşılayana doğru sıralayan 
liste görülmektedir. 

Bu tablodaki sıralama yapılırken baz alınan sütun olan "Puan" sütunu, "Ortalama" değeri 
ile "Ağırlık" değerinin çarpımından elde edilmektedir. Ağırlık değeri ise o modülü katılımcı 
kurumlardan kaç tanesinin kurmuş olmasına bağlı olarak hesaplanmıştır. Zira sıralama 
sadece verilen yanıtların ortalaması alınarak yapılmış olsa idi sadece bir adet katılımcının 
kurduğunu bildirdiği ve 5 puan verdiği "Tedarik Zinciri Yönetimi" modülü ilk sırayı alacaktı 
ki bu da yanıltıcı bir sonuç olarak ortaya çıkabilirdi. Gene de, bu puan ortalamalarının 
kullanıcı adedinden bağımsız olarak da bir anlam içerebileceği düşünülerek tabloya dahil 
edilmiştir. Bu listeye göre kurumların en çok faydalandıkları ilk üç modül 
"Finans/Muhasebe", "Satın Alma" ve "Satış" olarak ortaya çıkmaktadır.
 
Aynı sıralama sadece imalat sektöründe faaliyet gösteren kurumların verdikleri yanıtlar 
göz önünde bulundurularak yapıldığında ise "İmalat Kaynakları Planlaması (MRPII)" 
modülü bir anda birinci sırayı "Finans/Muhasebe" modülü ile paylaşır duruma 
gelmektedir. Bu yeni sıralamada "Satış" modülünün daha aşağıda yer alması dışında 
başkaca önemli bir değişiklik olmamaktadır. 
Fonksiyonel Birimler ve ERP
Kurumlardaki fonksiyonel birimlerin ERP olan ilişkisi, bir diğer deyişle bu birimlerin 
ERP'den ne kadar faydalandıklarının tespit edilmesi amacıyla katılımcılardan puanlama 
yapmaları istenmiştir. 

Alınan yanıtların değerlendirilmesi ile oluşturulan Tablo 3.7'de ERP'den en çok fayda 
sağlayan birimden en az fayda sağlayana doğru bir sıralama görülmektedir. Sıralama 
katılımcıların verdikleri puanların ortalaması alınarak yapılmıştır. Görüldüğü gibi, en başta 
şu ana kadar elde edilen sonuçlara uygun olarak "Muhasebe / Finans" birimi yer 
almaktadır. Onun hemen arkasından ise az bir farkla "(Üretim) Planlama" gelmektedir. 
Aynı analiz sadece imalat sektöründe faaliyet gösteren firmalardan alınan yanıtlar 
kullanılarak yapıldığında ilk sıra yine değişmezken "İnsan Kaynakları" birimi çok az bir 
farkla "Üretim Planlama" biriminin önüne geçmektedir.  
ERP'den beklentilerin karşılanması
Cevabı aranan sorulardan birisi de ERP'nin kurumların kendisinden beklentileri ne oranda 
karşıladığıdır. Kurumlardan anket formunda listelenen beklentilerin kendi açılarından ne 
oranda karşılandığını değerlendirerek 1-5 arası puanlama yapmaları istendi. Alınan 
puanların ortalamasına göre yapılan sıralama Tablo 3.8'de incelenebilir. Bu sıralamaya 
göre "BT altyapısını tek sistem altında toplayarak yönetimini kolaylaştırma" beklentisi en 
iyi karşılanan beklenti olarak ortaya çıkmaktadır. 
 
Anket soru formunda dezavantaj olarak nitelendirilebilecek bazı maddeler konarak, 
kurumlara bunları ERP'nin dezavantajı olarak değerlendirip değerlendirmedikleri 
sorulmuştur. Alınan yanıtlara göre ERP'nin en önemli dezavantajı olarak "Kullanımın 
karmaşık oluşu" maddesi ortaya çıkmıştır. Sıralama tablo 3.9'da incelenebilir. 
 
ERP'nin işletimi esnasında karşılaşılan problemler
Katılımcılara, ERP'nin kurulup çalışmaya başlamasının ardından işletim açısından 
karşılaştıkları problemler açık uçlu bir soru ile sorulmuş ve alınan yanıtlar düzenlenerek 
en çok karşılaşılandan en az karşılaşılana doğru aşağıdaki listede sıralanmıştır: 
- Kullanıcıların yeni sisteme direnç göstermesi 
- Yazılım esnekliğindeki yetersizlik ve özelleştirmedeki (customization) zorluklar 
- Konuya hakim kalifiye personel yetersizliği 
- İş süreçleriyle yazılım arasındaki uyumsuzluklar 
- Yazılım hataları 
- Kullanıcı hataları 
- Sistem açısından önemli olan verilerin gerçek zamanlı tutulamaması 
- Birimler arası gerekli uyumun sağlanamaması 
- Yazılımın yerel desteğinin yetersiz olması (basamak sayısı, Türkçe karakter gibi) 
- Altyapı yetersizlikleri (Telekom hatlarındaki yetersizlikler gibi) 
- Kullanıcı ara yüzlerinin karmaşıklığı 
- Eğitim planlamasındaki zorluklar 
Kurulum esnasında karşılaşılan problemlerde olduğu gibi gene en üst sırada son 
kullanıcıların sisteme gösterdikleri direnç, ERP sistemlerindeki en önemli problem olarak 
göze çarpmaktadır. Yazılımla ilgili problemler de listede önemli bir yer tutmaktadır.
ERP Sonuç
Son yıllarda kurum yönetim yaklaşımları içinde kendine önemli bir yer edinen ERP 
sistemleri hakkında kesin sonuçlara ulaşmak için kurulu sistemlerin yeterince 
olgunlaşmasını beklemek gerektiği ve bunun için de hala bir miktar zamana ihtiyaç 
olduğu düşünülebilir. Gene de Türkiye'deki ERP uygulamalarının şu ana değin kat ettiği 
mesafeyi anlayabilmek amacıyla yapılan bu çalışma bizlere önemli bilgiler sağlamıştır. 
Çalışma sonuçlarına göre, ERP için kurulan ekiplere birimlerin katkısı, modüllerin sağladığı 
fayda, birimlerin sağladığı katkı, hangi modüllerin tercih edildiği gibi parametreler 
incelendiğinde genelde en ön sıralarda finans / muhasebe'nin geliyor oluşu ve bu sonucun 
imalat sektöründe faaliyet gösteren firmalar için de aynı olması, ERP sistemlerinin daha 
çok finans / muhasebe temelli sistemler olduğunun bir göstergesi sayılabilir. 
ERP sistemlerini, bu sistemin ilk ortaya çıktığı zamanlardaki durumun aksine artık büyük 
firmaların yanında KOBİ statüsündeki firmalar da tercih etmektedirler. Ayrıca yerli yazılım 
firmaları da bu pazarda kendilerine yer bulabilmektedirler.  
ERP sistemlerinin hem kurulumu hem de işletimi esnasında karşılaşılan en önemli 
problem kullanıcı direnci olarak ortaya çıkmaktadır. Bunu altyapı problemleri ve yazılım 
hataları izlemektedir. 
Kurumlar, ERP sayesinde stok seviyelerinde ve işletme maliyetlerinde genelde azalma 
yaşadıklarını, daha doğru kararlar verdiklerini ve ERP'nin müşteri bağlılığına olumlu etki 
yaptığını belirtmişlerdir. Bunların yanında kurumlar, sistemin karmaşık ve pahalı oluşunu 
bir dezavantaj olarak gördüklerini belirtmişlerdir.
Ortaya çıkan ilginç sonuçlardan birisi, ERP sistemi kurmaya karar veren kurumların 
çoğunun yatırımın değerini hesaplamaya yönelik olarak yatırımın geri dönüşü (ROI) ile 
ilgili bir hesap yapmadıklarını belirtmiş olmalarıdır. Buradan hareketle, ERP kurmaya 
karar veren kurumların fazlaca niceliksel (kantitatif) hesap yapmadan, daha çok 
kuracakları sistemin niteliksel (kalitatif) getirilerini göz önünde bulundurarak ERP 
sistemini kurmaya karar verdikleri düşünülebilir. 
Tüm dünya çapında kurumsal yönetim yaklaşımları içinde önemli bir yere sahip olan ERP 
sistemleri Türkiye'de de kendini kanıtlama yolunda önemli gelişmeler kaydetmektedir. 
Bununla birlikte, ERP II adıyla tanınmaya başlayan ve Tedarik Zinciri Yönetimi (SCM) ile 
Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) gibi mazisi oldukça yeni modüllerin ERP'ye dahil 
edilmesiyle oluşan sistemin de Türkiye'de yavaş yavaş kendine yer bulduğu 
görülmektedir. 
Kaynak : 
Türkiye ERP Uygulamaları
Mustafa Fatih Yegül - Bilal Toklu