SGK'dan herkesi ilgilendiren 2 önemli değişiklik

Turkiye-Rehberi.Net Pinterest Turkiye-Rehberi.Net WhatsApp Turkiye-Rehberi.Net Facebook Turkiye-Rehberi.Net Twitter Turkiye-Rehberi.Net LinkedIn Turkiye-Rehberi.Net Çıktı Al Turkiye-Rehberi.Net Gmail Turkiye-Rehberi.Net Email Gönder
1 Temmuz'dan itibaren günlük hayatta çok kullanılan iki şeyde büyük değişiklikler olacak. Reçete tarih olurken, ekmek de bildiğimiz ekmek olmaktan çıkacak...

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, sağlıkta kayıp-kaçağın önüne geçilebilmesi için 1 Temmuz itibariyle e-reçete uygulamasının ülke genelinde uygulanmaya başlanacağını, yaşanabilecek teknik sorunların önüne geçilebilmesi amacıyla ise bir süre daha e-reçete kullanımının yanı sıra hastaya kağıt reçete verilmeye de devam edileceğini söyledi.

 Yine 1 Temmuz itibariyle startı verilecek olan Avuç İçi Damar İzi Yöntemiyle Kimlik Doğrulama Sistemi’nin ise Temmuz ayı içerinde öncelikle Konya’da Eylül ayında 20 ilde 31 Aralık 2012’ye kadar ise ülke genelinde kademeli olarak uygulamasının tamamlanacağını belirtti.

SGK Başkanı Acar, kurum genel merkezinde, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak olan e-reçete ve 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yıl sonuna kadar, tüm ülkede kademeli olarak hayata geçirilecek Avuç İçi Damar İzi Yöntemiyle Kimlik Doğrulama Sistemi’ne ilişkin bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Acar, e-reçete’yi reçetelerin hekim tarafından ilk yazıldığı aşamadan itibaren elektronik ortamda oluşturularak MEDULA sistemi üzerinden eczanelere gönderilmesi olarak tanımladı. SGK’nın bundan sonra ilaçlar için ödeme yaparken bilgilerin elektronik ortamda MEDULA üzerinden gönderilmesini yeterli kabul ederek kağıt reçeteyi istemeyeceklerini söyleyen Acar, e-reçete uygulamasıyla sadece kağıt israfı açısından değerlendirilse dahi günde en az 1 milyon 300 bin reçete ve eki belgeler için kullanılan kağıttan tasarruf sağlanacağını dile getirdi.

E-reçete uygulamasının hayata geçmesi ile birlikte, uygulamanın sağlayacağı faydalara da değinen Acar, sistemin kırtasiye işlemlerini ortadan kaldıracağını, reçete yazılırken oluşması muhtemel hata ve yanlışlıkların ortadan kalkacağını, hastanın eczanede bekleme süresinin kısalacağını, suistimaller ve usulsüzlüklerin ortadan kalkacağını ve yanlış ilaç alımının önüne geçilebileceğini savundu.

Acar, ayrıca hekimin reçeteye yazmak zorunda olduğu 10 bilgiden en az 5 tanesinin otomatik olarak ekrana geleceğini, eczacıların kaydetmek zorunda oldukları 26 bilgiden en az 19 tanesinin de yine otomatik olarak ekrana geleceğini söyledi. SGK Başkanı, e-reçete sisteminin kurum açısından da bazı faydalarının olacağını ve denetim, manuel evrak, arşiv ve reçete eki belgeler gibi konularda fayda sağlanacağını söyledi.

-E-REÇETE UYGULANMAYACAK HALLER-

SGK Başkanı Acar, iş yeri hekimleri, kurum hekimleri, MEDULA hastane sistemini kullanmayan sağlık kurumları ile eczacı tarafından eczanelerde hazırlanan majistral ilaçlar, Türk Eczacıları Birliği (TEB) tarafından yurtdışından getirilen ilaçlar ve yurt dışı sigortalıların e-reçete uygulaması kapsamı dâhilinde olmadıklarını söyledi. Bununla birlikte Acar, MEDULA hastane sisteminden provizyon alınamaması durumunda reçetelerin manuel oluşturulmaya ve eczane tarafından eskiden olduğu gibi karşılanmaya devam edileceğini söyledi.

-E-REÇETE PİLOT UYGULAMASINDA TOPLAM 1 MİLYON 107 BİN 13 ADET REÇETE KAYDEDİLDİ-

SGK Başkanı Acar, e-reçete uygulamasının pilot olarak 24 Nisan 2012 tarihinde Eskişehir’de, 2 Mayıs’ta Konya’da, 8 Haziran’da İstanbul’da ve 13 Haziran’da ise tüm Türkiye’de uygulanmaya başladığını ifade ederek, pilot uygulama kapsamında; sağlık hizmet sunucuları tarafından 26 Haziran 2012 tarihinde günlük 150 bin 458 e-reçetenin üretildiği söyledi. Aynı gün üretilen e-reçetelerin 35 bin 287’sinin eczanelerde elektronik ortamda karşılandığını dile getiren Acar, e-reçete pilot uygulamasında 24 Nisan 2012-26 Haziran 2012 tarihleri arasında sağlık hizmet sunucuları tarafından MEDULA sistemine kaydedilen toplam e-reçete sayısının 1 milyon 107 bin 13 adet olduğunu ifade etti. Acar, MEDULA sistemine kaydedilen toplam e-reçetelerin yüzde 24.35’inin eczanelerden karşılandığını söyledi.

-“60 BİNE YAKIN DOKTOR E-REÇETE ŞİFRESİNİ ALDI”-

SGK Başkanı Acar, 1 Temmuz’dan itibaren uygulamaya geçecek olan e-reçete sisteminin kullanılabilmesi için 60 bin doktorun şifresini aldığını söyledi. Doktor sayısının ise 120 bin seviyesinde olduğuna dikkat çeken Acar, diğer hekimlerin de biran evvel şifrelerini almalarını istedi. Acar, Sağlık Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde aile hekimlikleri sisteminin tam olarak hazır olduğu ve e-reçete uygulamasının başlatılacağı, devlet hastanelerinin sistem altyapısı hazır olanlarda hemen, diğerlerinde ise sistem altyapısı tamamlandıkça süreç içerisinde geçilmesinin kararlaştırıldığını söyledi.

MEDULA sisteminde aksaklık yaşanması halinde reçetelerin kağıt ortamında düzenlenmeye devam edeceğini belirten Acar, vatandaşların da geçiş sürecinde kendilerine destek olmalarını ve yaşanması muhtemel münferit olaylar karşısında sağduyulu davranarak kendilerine yardımcı olmalarını istedi. Muhtemel sorunların önüne geçebilmek için belli bir süre e-reçete uygulamasının yanı sıra hastaya kağıt reçete de verilmeye devam edileceğini söyleyen Acar, 1 Ocak 2013’e kadar sistemin tüm Türkiye’de sorunsuz şekilde uygulanacağını belirtti.

-“AVUÇ İÇİ DAMAR İZİ YÖNTEMİYLE KİMLİK DOĞRULAMA SİSTEMİ 31 ARALIK 2012 TARİHİNE KADAR ÜLKE GENELİNDE UYGULANMAYA BAŞLANACAK”-

SGK Başkanı Acar, muayene dahi olmamalarına rağmen bazı özel sağlık sunucularının münferit olarak, kişilerin TC Kimlik numaralarını kullanarak muayene edilmiş gibi kuruma fatura edildiğini söyledi. Bunun önüne geçebilmek için Avuç İçi Damar İzi Yöntemiyle Kimlik Doğrulama Sistemi’nin geliştirildiğini söyleyen Acar, sistemin 1 Temmuz itibariyle Türkiye genelinde startının verileceğini, Temmuz ayının ilk haftasında Konya’da tüm özel sağlık hizmet sunucularında uygulamaya başlanacağını, Eylül de ise en az 20 ilde uygulamanın yaygınlaşacağını ve yıl sonuna kadar da tüm ülke de uygulamaya alınacağını ifade etti.

Avuç içi damar izi yöntemiyle kimlik doğrulama sisteminin Türkiye ve dünyada bazı örneklerinin bulunduğunu söyleyen Acar, sistemin bilgisayar ve ağ veri güvenliği, bankalara ait ATM’lerde kullanıcı tanımlama, personel giriş ve çıkış işlemleri ve havaalanlarındaki giriş ve çıkış işlemleri gibi birçok değişik alanda kullanıldığını söyledi.

-AVUÇ İÇİ DAMAR İZİ SİSTEMİNDEN MUAF OLANLAR-

SGK Başkanı, 0-6 yaş arası çocuklar, her iki üst ekstremitesi olmayan kişiler, her iki elinde avuç içi damar izi bütünlüğü bozulmuş olanlar, acil hastalar ve serapsil palsi, üstekstremite felci ve benzeri nedenlerle el hareketlerini kontrol edemeyen kişilerin avuç içi damar izi yöntemiyle kimlik doğrulama işlemi yapılmadan önceki uygulamada olduğu gibi sağlık hizmetlerini almaya devam edeceklerini söyledi. Acar’ın konuşmasının ardından sahnede bulunan yansı üzerinden e-reçete uygulaması ve Avuç İçi Damar İzi Yöntemiyle Kimlik Doğrulama Sistemi’nin de ne şekilde uygulanacağı da toplantıya katılanlara uygulamalı olarak gösterildi.

-“SİSTEM GÜVENLİK AÇISINDAN BİR RİSK OLUŞTURMUYOR”-

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan SGK Başkanı, bir gazetecinin sistemlerin hayata geçirilmesine neden olan kayıp-kaçak oranlarını miktarını sorması üzerine, sağlık uygulamalarında suistimallerin olduğunu ancak kayıp-kaçağa ilişkin bir rakam veremeyeceği yanıtını verdi. Acar, 2012 sonuna kadar kayıp-kaçak oranının önüne geçmeyi hedeflediklerini söyledi. Başkan Acar, bir başka soru üzerine ise, e-reçete uygulaması için doktorlara şifrelerin SGK tarafından verileceğini ve şifrelerin sistemden zaman zaman değiştirilebileceği söyledi. E-reçete sisteminin altyapısının kurum personeli tarafından yapıldığını söyleyen Acar, bu sistemin kendilerine fazladan bir maliyet oluşturmadığını ifade etti. Acar, ayrıca sistemin güvenlik açısından bir risk oluşturmadığına da dikkat çekti.

EKMEK ARTIK BİLDİĞİNİZ GİBİ OLMAYACAK

Ekmekteki yeni düzenlemeler için gıda işletmecilerine tanınan uyum süresi, 1 Temmuz itibarıyla sona ediyor.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ”Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği”ne göre, 1 Temmuz itibarıyla satışa sunulacak ekmekler daha az tuzlu ve kepekli olacak.

Buna göre, ekmeklerde tuz oranı yüzde 1,75 yerine yüzde 1,5 olarak uygulanacak. Ekmek, tip 650 ve daha yüksek kepek içeren ekmeklik buğday unlarından yapılacak. Ekmek, kepekli ekmek, tam buğday unlu ekmek, tam buğday ekmeği ve ekşi hamur ekmekleri en az 250 gram ağırlıktan başlayarak 50’şer gram arttırılmak suretiyle piyasaya arz edilecek.

Ekmek ve ekmek çeşitleri dışından bakıldığında iyi pişmiş ve kabarmış, kendine has görünüşte, kokuda ve kabuk rengi dağılımı olabildiğince homojen olacak, basık ve yanık olmayacak.

Kesildiği zaman iç kısmı süngerimsi yapıda, gözenekler mümkün olduğunca homojen olurken, hamurumsu, yapışkan ve kabuk-iç ayrımı olmayacak. Yabancı madde ve karışmamış halde un, tuz, katkı maddeleriyle bunların topakları bulunmayacak.

”Ekmek” tanımına giren ürün, değişik şekil verilerek, üzerinde çeşni maddesi kullanılarak üretilmesi durumunda, ”ekmek çeşidi” ve ”diğer ekmek çeşitleri” olarak değerlendirilmeyecek.

-Yeni hijyen kuralları- Tebliğle ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünlerin üretim, depolama, dağıtım ve satış aşamalarının taşıması gereken kurallar da belirlendi.

Buna göre, tebliğ kapsamında ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünlerle temas eden malzeme, alet ve ekipman; gıda ile temasa uygun, yeterli temizlik ve dezenfeksiyona izin veren madde ve malzemeden yapılacak. Bulaşma riskini engelleyecek biçimde üretilecek, kullanıma hazır, bakımlı ve iyi şartlarda tutulacak.

Ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünlerin ekmek kasalarına, ekmek kasalarının da ekmek taşıma araçlarının içine bulaşma riskini engelleyecek biçimde yerleştirilmesi gerekecek. Ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünler; dış etkenlerden zarar görmeyecek şekilde tamamen kapalı, tebliğ kapsamında yer alan ürünlerle unlu mamullerin taşınması dışında herhangi bir taşıma işleminde kullanılmayan, tavan, zemin ve duvarları su geçirmeyen, zararlı ve mikroorganizmaların yerleşmesine izin vermeyen, pürüzsüz, kolay temizlenebilen ve dezenfekte edilebilen malzemeden yapılan taşıtlarda taşınacak.

-Ekmek kasaları açıkta bırakılmayacak- Ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünler satış noktasına getirildiğinde, ekmek kasaları açıkta bırakılmayacak, zemin ve dış ortamla teması engellenecek, palet üzerinde olacak şekilde temiz bir ortama konulacak.

Ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ekmek, satış yerlerinde alıcının el değmesini engelleyecek şekilde ekmek dolabında veya tezgahında muhafaza edilecek ve satıcı kontrolünde satılacak.

Satış sırasında bu tebliğ kapsamında ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünler, ”Türk Gıda Kodeksi Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeler Yönetmeliği”nde yer alan hükümlere uygun bir ambalaj malzemesine sarılarak veya içine konularak tüketiciye arz edilecek.

Tebliğ kapsamında ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünlerin satışa sunulduğu ekmek dolapları veya tezgahları açıkta bırakılmayacak şekilde kapalı bir ortama konulacak.

Ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünlerin muhafaza edildiği ekmek dolabında veya tezgahında alıcının rahatlıkla görebileceği büyüklükte Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği’nin ilgili maddesine uygun etiketin yer alması zorunlu olacak.Tebliğ kapsamında ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünlerin taşınması ve satışı sırasında çalışan tüm personelin, kişisel temizliğini sürdürmeye azami itina göstermesi, uygun ve temiz kıyafet giymesi ve koruyucu eldiven kullanması da zorunlu olacak.

-Kasapta, manavda ekmek satılmayacak- Ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünler, sadece bu tebliğin hijyenle ilgili kriterlerini karşılayan yerlerde piyasaya sunulacak. Bu tebliğ kapsamında ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünler, kasap, manav ve pazar gibi yerlerde satılamayacak.

Tebliğ kapsamında yer alan ürünleri tüketiciye arz eden yerler; tam buğday ekmeği ve/veya tam buğday unlu ekmek ve/veya kepekli ekmek de bulundurmak zorunda olacak.

Düzenlemeye aykırı davrananlar hakkında 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun ilgili maddelerine göre idari yaptırım uygulanacak.