Reyhanlı için 'SSK ve Vergi Borçları'

Turkiye-Rehberi.Net Pinterest Turkiye-Rehberi.Net WhatsApp Turkiye-Rehberi.Net Facebook Turkiye-Rehberi.Net Twitter Turkiye-Rehberi.Net LinkedIn Turkiye-Rehberi.Net Çıktı Al Turkiye-Rehberi.Net Gmail Turkiye-Rehberi.Net Email Gönder
Bakanı Zafer Çağlayan, "Reyhanlı'daki saldırılar, bizi yolumuzdan çevirmeye, döndürmeye hiçbir şekilde tesir etmeyecek olan, alçakça, onursuzca yapılmış saldırılardır. Başbakan'ın vereceği direktiflerle gereken neyse yapılacaktır. SSK borçları ve vergi konusunda, işyerleriyle ilgili gereken her şey yapılacak" dedi.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen 'Türkiye IMF İlişkilerinde Yeni Dönem' konulu toplantıya katıldı. Toplantıya, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak da eşlik etti.

Ekonomi Bakanı Çağlayan, bugün tarihi bir konunun konuşulduğunu söyleyerek, "Yıllarca IMF ye karşı ağır söylemlerim oldu ama ben geçmişte IMF ye karşı değil, Türkiye'yi IMF kapısına götürenlere, milletin onuru kıracak dereceye getirenlere kızdım" şeklinde konuştu.

Türkiye'de siyasi istikrar ve mali disiplinin sağlandığına işaret eden Çağlayan, "O nedenle Türkiye böyle bir dönemi yaşıyor. Türkiye 2001 yılında aldığı borcun ancak faizini ödeyebilecek güçteydi. Aradan geçen 52 yıllık IMF döneminde ekonomik anlamda ciddi kayıplar verdik" ifadesini kullandı.

Değişen dünyada IMF ve kredi derecelendirme kuruluşlarının çifte standart davranışlarının değişmediğini belirten Bakan Çağlayan, "Eğer Türkiye, öncesinde IMF ile çeşitli anlaşmalar yapmış olsaydı ben şu anda size bu şekilde Türkiye ekonomisini anlatamazdım. Geçmiş 4 yıl Avrupa'ya çok şey kaybettirdi. Avrupa ekonomisinin küçüldüğü ortamda Türkiye bunun tam aksini yaşadı. Avrupa'da 4 milyon insan işini kaybederken, Türkiye 5 milyon yeni istihdam sağladı" dedi.

"TÜRKİYE, IMF'YE 5 MİLYAR DOLAR BORÇ VEREBİLECEK KONUMA GELDİ"

Çağlayan, tarihi bir noktada olunduğunu ve rollerin değiştiğini dile getirerek, "Masanın oturma düzeni değişiyor. Bundan 10 yıl öncesine kadar, 'daha bize ne kadar verebilirsiniz' diyen IMF karşısında Türkiye, yarın borcunun son taksiti ödemiş ki, ödeme talimatı bugün itibariyle Hazine tarafından verildi ve masanın öbür tarafına geçerek, 'söyleyin bakalım sizler için ne yapabiliriz' diyen bir konuma geldi. Türkiye'nin IMF'deki rolü tamamen değişecek. Türkiye hep veresiye satan oldu. Türkiye şimdi peşin satan konumuna geldi, 5 milyar dolar borç verebilecek konuma geldi" diye konuştu.

IMF'nin dönüşüm ve değişim içerisine girmesi gerektiğini ifade eden Çağlayan, "IMF'ye sesleniyorum 'gel sen de değiş, sen de yaptığın hatalı politikalardan dön'. Şunu net bir şekilde söylüyorum, Türkiye olmasaydı IMF geçmişte memurunun maaşını veremezdi" şeklinde konuştu.

Ekonomi Bakanı Çağlayan, geçen hafta yapılan iki ihale ile 69,1 milyar dolarlık yatırım yapıldığını söyleyerek, "Bunu Türkiye bir günde gerçekleştirdi. Türkiye inşallah bu başarıları en doğru şekilde kullanacak. Bunu kamu ve özel eliyle birlikte gerçekleştireceğiz" dedi.

Türkiye'nin geldiği noktada özel sektörün önemine değinen Çağlayan, "Türkiye, IMF ile pozisyon değişikliğine gidiyorsa, asıl bu işin içinde payı olanlar özel sektörlerdir. Türkiye, özel sektörüyle bu başarıyı elde etti" açıklamasında bulundu.

Çağlayan, teşvik politikalarının olduğu bu dönemde Türkiye'nin bütün kurum ve kuruluşlarının senkronize olması gerektiğine değinerek, "Merkez Bankası'nın tek başına faizleri düşürmesi yetmez. Bu düşüşler vatandaşa, girişimciye yansıyor mu bunlara bakmalı? O nedenle BDDK'nın da görev üstlenmesi lazım. Bankaların senkronize olması gerekir" dedi.

OLPAK: "ÇÖZÜM SÜRECİNDEN HEYECAN DUYUYORUZ"

MÜSİAD Başkanı Olpak, IMF'nin fonksiyonlarıyla değil faaliyetleriyle değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Her zaman IMF'yi hükümetimizin çalışmalarından daha yakın izledik. Ağırlıklı olarak güçlü olanın sesinin çıktığını bildiğimiz için bundan sonra sesimizin daha çok çıkmasını istiyoruz" diye konuştu. Yatırımların finansal açıdan desteklenmesi gerektiğine işaret eden Olpak, "İş adamı huzur ve istikrarın olduğu yerde yatırım yapar, biz çözüm sürecinden heyecan duyuyoruz" şeklinde konuştu.

REYHANLI'DAKİ SALDIRI

Bakan Çağlayan, toplantının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde meydana gelen patlama sonucu zarar gören işyerlerine ilişkin yapılacak çalışmalar ve alınacak önlemlerin sorulması üzerine Çağlayan, "Bunlar Sayın Başbakanımızın da söylediği gibi bizi yolumuzdan çevirmeye, döndürmeye hiçbir şekilde tesir etmeyecek olan, alçakça, onursuzca yapılmış saldırılardır. Bugün Türkiye'nin yakaladığı fırsatı sonuna kadar sürdürme noktasında, gerekirse siyaseten bize mal olsa dahi geri adım atmayacağımızı söylüyoruz. Bu konu bizi daha çok birbirimize bağladı. En kısa sürece faillerin bulunacağını umuyoruz" ifadesini kullandı.

Patlamada zarar gören işyerleri ile ilgili zararın belli olmadığını belirten Çağlayan, "Başbakan'ın vereceği direktiflerle gereken neyse yapılacaktır. SSK borçları ve vergi konusunda, işyerleriyle ilgili gereken her şey yapılacak" dedi.

ABD ZİYARETİNİN KONUSU

ABD'ye yapılan ziyaretin önemine değinen Çağlayan, ziyaretin temel maddesinin Serbest Ticaret Anlaşması (STA) olmadığına dikkati çekerek, "Ziyaretin siyasi boyutu son derece önemlidir. Amerika'ya yapılacak bu ziyaret sayesinde aslında Türkiye'nin farklılığını tüm dünya anlayacaktır" diye konuştu. Çağlayan ziyarete ilişkin şunları kaydetti:

"ABD ile Türkiye'nin siyasi, ekonomik ve diplomatik ilişkilerinin görüşüleceği bir toplantı olacak. 50 yıldan fazla müttefik olduğumuz Amerika ile aramızdaki dengesiz ticaret hacminin dengeli hale getirilmesi için önemlidir. Yatırımlar konuşulacak. STA konusu da konuşulacak konulardan bir tanesi olacaktır. İlaç, makine, uzay havacılık, otomotiv ve gıda sektörü konusunda görüşmeler yapılacak. Sayıyı 100 ile biz sınırlı tuttuk. Toplantılarda belli bir sayının daha verimli olacağını düşündük. Amerika'dan çok sayıda Türk iş adamı katılacak. Gezinin siyasi, ekonomik ve diplomatik bacağı konusunda önemli görüşmeler yapılacak."

TÜRKİYE'NİN İÇ VE DIŞ BORCU

Ekonomi Bakanı Çağlayan, 2002 yılında 230 milyar dolar milli gelirin bulunduğunu ve Türkiye'nin toplam iç ve dış borcunun milli gelire oranının yüzde 75 olduğunu söyledi. 2012 yılında ise milli gelirin 786 milyar dolar olduğunu dile getiren Çağlayan, toplam iç ve dış borcunun milli gelire oranının yüzde 36 olduğunu vurguladı. Çağlayan, "Türkiye bugün iç ve dış borcun milli gelire oranı bakımında Avrupa Birliği üyesi 24 ülkeden daha iyi bir performansa sahiptir" değerlendirmesinde bulundu