Madde 2- İğtinam, zabtü müsadere, hapsü tevkif,   mümanaat veya alıkoyma ile bunların veya bunlara matuf her türlü   teşebbüslerin neticeleri, kezalik muhasematın veya harp mahiyetinde   harekatın (harp ilan edilmiş olsun, olmasın) neticeleri sigortanın   dışındadır. Ancak bu hüküm muharip bir devlet tarafından veya muharip   bir devlet aleyhine vaki hasmane bir fiile doğrudan doğruya (ve alakalı   geminin veya çatışma halinde bu çatışmaya karışmış olan diğer herhangi   bir geminin yapmakta olduğu sefer veya hizmetin nev'i veya mahiyetinden   müstakil olarak) ika edilmiş olmadıkça çatışmayı, (mayın veya torpilden   başka) sabit veya sabih bir cisimle teması, oturmayı, fırtına ve yangını   sigorta dışında tutmaz; ve bu hüküm bakımından, bir devletle iştirak    halinde olan ve emrinde deniz, kara veya hava kuvvetleri bulunduran   herhangi bir otorite dahi devlet tabirinin şümulüne girer.
      Bundan başka, iç harbin, ihtilalin, isyanın, ayaklanmanın veya bunlardan   doğan iç kargaşalıkların neticeleri ile korsanlık da sigortanın   dışındadır.
      Her halde sigorta edilen mallara mayın, torpil, bomba ve sair harp   silahlarının ika edeceği ziya veya hasarlar sigortaya dahil değildir.
Madde 3- Grevcilerin, lokavt edilmiş işçilerin veyahut   işçi kargaşalıklarına, karışıklıklara veya halk hareketlerine iştirak   eden kimselerin ika edecekleri ziya veya hasarlar sigortanın dışındadır.
      
      
Madde 4- Sigorta, aksine sözleşme olmadıkça, aşağıdaki rizikoları temin etmez, şöyle ki:
      a)Yağmur suyu, ambar buğusu ve bundan ileri gelen tekasüf,
      b) Oksidasyon veya paslanma, kırılma, çalınma, mutad dışı akma; malın   bünyesinde, görünüşünde, renginde, tadında veya rayihasında tagayyür   husule getiren her nevi tabahhur ve intişarlar; meğer ki hasar veya   zıvalar sigorta edilen rizikolardan birinin neticesinde vuku bulmuş   olsun.
      
      
Madde 5- Aşağıdakı hallerin gerek doğrudan doğruya, gerek dolayısiyle doğuracağı avakıp sigortaya dahi1 değildir:
      Yasak veya gizli ticaret, kaçakçılık, emtianın ithal, ihraç veya   transitine müteallik kanun. ve nizamlara aykırılık, hakikat hilafı   beyan, sigorta akidinin veya sigortalının veyahut bunların adamlarının   vekil veya mümessillerinin fiil veya kusurları.
      Aşağıdaki hususlar, sigorta hususi avarya dahil akdedilmiş olsa bile sigortanın dışındadır:
      Malların sevk ve naklinde, sebebi ne olursa olsun vaki gecikmeler,   karantina veya kışlama tevakkufları, yükleme veya boşaltma istarya ve   süresteryaları ile bunlara ait resim, harç ve masraflar; kur ve rayiç   farklan veya faiz kayıpları, teslim etmemekte temerrüt veya geç teslim   tazminatı., kardan mahrumiyet; malların zati ayıbına izafe olunabilecek   her türlü avarya, zayiat, bozulma ve eksilmeler , malların gereği   veçhile hazırlanmamış veya tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj   kifayetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarlar; suhunetin ve atmosferik   şartların tesirleri; mutad akma, fire ve aşınmalar fare, sıçan, kurt ve   diğer haşaratın ika ettiği tahribat.
      Sigortanın akidi nakliyatı bizzat yaptığı veya adamlarına yaptırdığı   takdirde, kaptanın ve gemi adamlarının barataryasından, hile ve   hud'asından, ihmalinden, ihtiyatsızlığından, ehliyetsizliğinden ileri   gelen zıya ve hasarlar sigortaya dahil değildir.
      
      
Madde 6- Malların dağılıp saçılması, kızışması ve   kuruması sigortanın dışındadır; meğer ki zıya veya hasarlar   sigortalanmış bir rizikodan ileri gelmiş olsun.
      
      
Madde 7- Şayet, sigorta akidinin bilgisi altında olarak   barut, fulmikoton, kibrit, ham petrol, benzin, fosfor, kimyevi   maddeler, dinamit, nitrogliserin ve benzeri maddeler gibi kolaylıkla   tutuşabilen veya infilaki mümkün olan maddeler ile sönmemiş kireç,   tahrip edici mayiler veya zehirli veyahut fena kokulu maddeler sigortalı   mallar ile bir arada yüklenir veya depo edilirse, böyle maddelerin   yakınlığından veya aynı hamuleye katılmış olmalarından doğacak zıya veya   hasarlar -sigortalanmış hadise meydana gelse bile- sigortanın dışında   kalır.
      
      
Madde 8- Sigorta, malların, donatan veya gemi kiracısı   tarafından, nakledilmek veya nakliyat derhal yapı1mayacaksa muvakkaten   muhafaza olunmak üzere, tesellüm edildiği anda başlar. Sigortanın akidi   malları, donatan veya gemi kiracısına rıhtım idaresi veya benzeri bir   müessese marifetiyle teslim ettiği takdirde, bunlar malların tesellümü   bakımından, donatanın veya gemi kiracısının mümessili sayılır. Bu   maddedeki muvakkat muhafaza keyfiyetinden ancak, ticari teamüllere uygun   olan kısa bir zamana münhasır muhafaza keyfiyetinden ancak, ticari   teamüllere uygun olan kısa bir zamana münhasır muhafaza halleri   kasdedilmiştir.
      İşbu sigortanın hükmü, malların tahmil, tahliye esnasında, buna mahsus   olan liman merakibinde bulundukları esnada da aynen mer'i kalacaktır.
      Sigorta, malların teslim yerinde mürselünileyhine teslim edildiği anda   ve eğer teslim keyfiyetine mani bir hal tahaddüs ederse, malların   usulüne tevfikan depo edildiği veya satıldığı zaman ve her halükarda en   geç tahliyeyi takip eden on beşinci günün hitamında sona erer.
      Tahliye keyfiyeti, sigortanın akidi veya mürsil veyahut mürselünileyh   tarafından makbul sebep olmaksızın geciktirilirse, sigorta gecikme   olmasaydı tahliye ne gün bitecek idiyse onu takip eden on beşinci günün   hitamında nihayet bulur.
      Eğer nakliyat bir nakliyeci müesseseye tevdi edilmiş bulunursa -ki bu   takdirde sigortanın akidi bu müessesenin ismini de bildirmekle   mükelleftir- sigorta, mezkur müessesenin malları teselmüm ettiği anda   başlar ve bunları teslim yerinde mürselünileyhe teslim ettiği anda,   fakat en geç tahliyeyi takip eden otuz günün inkizasında (bu iki şıktan   herhangi birinin diğerlerinden evvel tahakkuk etmesiyle) sona erer.
      
      
Madde 9- İşbu poliçe hükümlerine rivayette, taraflardan   herhangi birine hüsnüniyete aykırı hareket edilmesi halinde, mukavele   diğer tarafça hükümsüz sayılabilir. Ezcümle sigortalı, esasa taalluk   eden ve kendisince bilinen her hususu, mukavelenin akdinden evvel   sigortacıya bildirmekle mükellef olup, bu mükellefiyetin yerine   getirilmemesi hüsnüniyete aykırı bir hareket sayılır.
      Bundan başka, bir sigorta sigortalı nam ve hesabına onun bu hususa memur   ettiği bir kişi tarafından aktedilirse bu kişi de esasa taallük eden ve   kendisince bilinen her hususu sigortacı'ya bildirmekle mükellef olup,   bu mükellefiyetinin de yerine getirilmemesi hüsnüniyete aykırı bir   hareket sayılır.
      Bu madde hükümlerinin tatbiki bakımından sigortalı, işlerin mutad seyri   içinde kendisince bilinmesi gereken bilcümle hususatı bilir sayılacağı   gibi, sigorta akdine memur edilen kişi de yine işlerin mutad seyri   içinde kendisince bilinmesi veya kendisine bildirilmiş olması gereken   her hususu bilir sayılır.
      Rizikonun takdiri bakımından taşıdıkları ehemmiyet dolayısiyle, gerek   sigortayı kabul edip etmemek ve gerek tabi olacağı çeşitli şartları   tayin eylemek hususlarında basiretli bir sigortacının vereceği bir   kararda müessir olabilecek mahiyette her husus bu madde anlamında esasa   müteallik bir husustur.
      
      
Madde 10- Mutad veya mukarrer olan yolun tebdili veya   mahalli maksudun değiştirilmesi, veyahut navlun mukavelesi gereğince   donatana veya gemi kiracısına verilmiş olan herhangi bir selahiyetin   kullanılması neticisinde sigorta edilen rizikonun mahiyetinde diğer bir   değişiklik vukuu takdirinde, veyahut sigortalı malın, geminin veya   seferin tarif ve tavsifinde herhangi bir nisyan veya sehiv vukuu halinde   sigorta, takarrür edecek bir ücret mukabilinde meriyette kalır.
      
      
Madde 11- Navlun mukavelesi ile donatana veya gemi   kiracısına verilmiş olan herhangi bir salahiyetin kullanılması   neticesinde, mezkur mukavele, natık olduğu teslim yerinden başka bir   liman veya mahalde sona erdiği takdirde:
      a) Mallar, bu liman veya mahalde satılıp teslim edilinceye veya   sigortaya son verilmesi sigortacıya bildirilinceye kadar ,   kararlaştırılacak bir ücret mukabilinde ve poliçe şartları dahilinde   sigortalı kalır. Bu fıkrada yazılı iki şıktan hangisi daha önce tahaddüs   ederse o nazarı itibara alınır.
      b) Mallar, işbu poliçede beyan edilen teslim yerine veya herhangi diğer   bir teslim yerine yeniden sevkedildiği takdirde ise, yine   kararlaştırılacak bir ücret mukabilinde, bu teslim yerine varıncaya   kadar poliçe şartları dahilinde sigortalı kalır ve bu yerde, boşaltmadan   sonraki kuvertür müddeti hakkında 8'nci madde hükümleri cari olur .Şu   kadar ki navlun mukavelesinin sona ermesinden sonra, gecikmeden,   sigortalı maddenin zati ayıbından veya nevi ve mahiyetinden ileri gelen   zıya ve hasarlardan dolayı sigortacıya hiçbir mes'uliyet teveccüh etmez.
      
      
Madde 12- Sigorta, mukavelenin akdine takaddüm eden bir   zamanda başlamak üzere de yaptırılabilir. Bu takdirde riziko   tahakkukuna artık ihtimal kalmadığını sigortanın akdi sırasında,   sigortacı biliyor idiyse ücrete hakkı olmaz.
      Sigorta yaptıran, riziko tahakkukunun zaten vaki olmuş bulunduğunu   sigortanın akdi sırasında biliyor veya bilmesi icap ediyor idiyse,   sigortacı tazminat tediyesinden vareste kalır; riziko tahakkukunun vaki   olmuş bulunduğuna sigortanın akdi sırasında sigortacının itilaf olmadığı   takdirde ücret sigortacıya ait olur.
      Sigorta, bir vekil tarafından akdedilmiş olduğu takdirde, bilinen ve   bilinmesi icabeden hususlar bakımından, yalnız vekilin şahsı değil,   müekkillerin şahsı da nazarı itibara alınmak lazım gelir.
      
      
Madde 13- Sigorta, malların yükleneceği gemi veya   gemilerin adı bildirilmeden akdedilmiş olduğu takdirde, sigortalı, bu   hususta kendisine haber gelir gelmez veya en geç haber gelmesini takip   eden kırk sekiz saat zarfında geminin veya gemilerin adı ile her biri   üzerindeki sigortalı meblağı bildirmekle mükellef olup, buna   riayetsizliği sigortayı hükümsüz kılar.
      Poliçenin, akdi tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra,   yüklendikleri gemi adı ile sigorta miktarları bu müddet zarfında   bildirilmemiş olan mallar hakkında, sigortalı lehine hiçbir hükmü   kalmaz.
      
      
Madde 14- Sigortalı, işbu poliçe mucibince sigortanın   takarrür edecek bir ücret mukabilinde meriyette kalmasını istilzam   edecek bir vakıadan haberdar olur olmaz, bunu derhal sigortacıya   bildirmekle mükellef olup, sigortanın meriyette kalmasına hak   kazanabilmesi bu mükellefiyetin yerine getirilmesine bağlıdır.
      
      
Madde 15-
      A) Her iki tarafın bilcümle hakları karşılıklı olarak mahfuz kalmak   şartiyle, her türlü muhafaza tedbirlerini almaya veya bunların   alınmasını tahrik veya talep etmeye, sigortalı şeylerin kurtarılmasına   nezaret veya kurtarma ameliyesine bilfiil girişmeye veya başlamaya   sigortalı mecbur ve sigortacı salahiyetlidir ve bundan dolayı   sigortacının, bir tasarruf fiilinde bulunduğu veya tazmin   mükellefiyetini prensip itibariyle kabul ettiği iddia olunamaz.
      Sigortacı ezcümle, her türlü araştırmaya teşebbüs ve bilcümle rücu   haklarını istimal edebilir ve geminin ziyaı veya sefere elverişsiz bir   hale gelmesi takdirinde, sigortalı şeylerin mevritlerine yeniden sevkine   muktazi hususatın ifasına bizzat girişebilir; sigortalı bu hususlarda   sigortacı ile tam bir elbirliği yapmak, ezcümle bu tedbirlerin yerine   getirilmesine yardım etmek üzere elinde bulunan bilcümle vesaik ve   malumatı sigortacıya vermekle mükelleftir.
      B) Bundan maada, nakliyeci ile diğer bilcümle mes'ul üçüncü şahıslar   aleyhindeki rücu haklarını, icabında sigortacı lehine, muhafaza   edebilmek üzere sigortalı lazım gelen bütün tedbirleri vakti zamanında   almak ve icabında gerekli takibata girişebilmek hususunda sigortacı ile   kayıtsız şartsız elbirliği yapmakla mükelleftir.
      C) Sigortalı, işbu maddede derpiş edilen muhafaza tedbirlerini almak   hususunda gerek kendisi ve gerek mürsil, mürselünileyh veya bunların   adamları veya yerlerine kaim olanlar tarafından vaki ihmalden, bu   ihmalin sigortacıyı zarardide etmiş olduğu nisbetinde mesuldür.
      D) Herhangi bir mes'ul şahıstan alınıp, sigortalının, mürsilin,   mürselünileyhin veya bunların mümessillerinin veyahut yerlerine kaim   olanların faydalanacağı bilcümle tazminat sigortacı tarafından ödenecek   mebaliğden sigortacının menfaat alakası nisbetinde düşülür.
      
      
Madde 16 -Bırakma münhasıran aşağıdaki hallerde yapılabilir:
      a) Haber alınamaması; Malları nakleden gemi kayıplık halinde olur ve   aradan kafi müddet geçtiği halde haber alınamamış bulunursa,
      b) Malların temin edilen bir rizikonun tahakkuku neticesinde; uğradığı   maddi hasarlar dolayısiyle mahreci veya mevridinden gayri bir mahalde   satışı emrolunmuş ise (nakil geminin, yükleme limanından ayrıldıktan   sonra aynı limana mecburi dönüş yapması hali hariçtir).
      c) Temin olunan bir rizikonun tahakkuku neticesinde: Sigorta edilen   şeylerin bilfiil tamamen ziyaı önüne geçilemeyecek bir hal arzeder veya   bunların bilfiil tamamen zıyaa uğramaktan kurtarılmaları, neticede haiz   olabilecekleri kıymeti tecavüz edecek miktarda bir masrafın ihtiyarına   bağlı bulunursa; ezcümle:
      1- Sigortalı, malına sahip olamamak vaziyetinde bulunur ve;
      a) Mallarını yeniden ele geçirmesi gayri muhtemel görünür veya;
      b) Malların yeniden ele geçirilmesi için ihtiyarı icap eden masraflar   bunların tekrar ele geçirildikten sonra haiz olacakları kıymetten fazla   olursa,
      2- Malların hasarlanmış olması halinde, tamiri ve mevritlerine yeniden   sevki için gereken masraflar mevride muvasalatlarında haiz olacakları   kıymetten fazla olursa
      Bırakma muamelesine yer veren bilcümle ahvalde, sigortacı, bırakmayı   kabul etmek veya, mülkiyet uhdesine intikal etmeksizin tam ziya yolu ile   tediyede bulunmak şıklarından birini daima seçebilir.
      
      
Madde 17- Sigortacının umumi avarya garame payları ile   umumi avarya prensipleri dairesinde ödenmesi lazım gelen garame   paylarına taalluk eden taahhüdu, navlun mukavelesinde derpiş edilmiş   olan mahalde mezkur mukavelenin derpiş ettiği usule göre ve eğer navlun   mukavelesinde bu hususta bir sarahat yoksa, sigortalı seferin bittiği   mahalde cari olan kanun ve adetlere göre tanzim olunacak dispeç ile   taayyün eder.
      Sigortalı, bir umumi avarya garame payı ödediği veya ödemekle mükellef   tutulduğu takdirde, eğer garameye giren mal, umumi avarya iştirak   kıymetinin tamamı üzerinden sigorta edilmiş ise, garame payının tamamı   ödenecek tazminatı teşkil eder. Fakat bu mal iştirak kıymetinin tamamı   üzerinden sigorta edilmemiş veya bu malın yalnız bir kısmı sigorta   edilmiş bulunursa, sigortacı tarafından ödenecek tazminat sigortadaki   eksiklik nisbetinde azalır; ve eğer iştirak kıymetinden tenzili gereken   ve tazmini sigortacıya terettüp eden bir hususi avarya vuku bulmuş ise,   bunun miktarı sigortacının uhdesine terettüp eden garame payının tayini   zımnında, sigorta bedelinden düşülür.
      Umumi avarya prensipleri dairesinde ödenmesi lazım gelen bilcümle garame payları hakkında da hüküm böyledir.
      
      
Madde 18- Güverteye veya gladuraya yüklenmiş mallar   hakkında, aksine hususi bir şart olmadıkça, sigortacı münhasıran,   sigortalıya terettüp edebilecek umumi avarya garame paylariyle geminin   tam zıyaa uğraması veya haber alınamayarak kayıplık halinde kalması   neticesinde malların zıyaından mesuldür.
      Şu şartla ki, yukarıdaki haller işbu sigorta ile temin edilmiş rizikolardan birinin tahakkuku neticesi olsun.
      
      
Madde 19- Sigorta, ''hususi avarya franko'' olarak   akdedildiği takdirde, sigortacı, ister maddeten vukuua gelsin, ister   masraf olarak tahakkuk etsin, hususi avaryaları temin etmez meğer ki   zıya veya hasarlar aşağıdaki vakıalardan ileri gelmiş olsun:
      Geminin batması veya karaya vurmak veyahut kaya veya sığlığa bindirmek   gibi haller neticesinde tamamen veya kısmen harap olması, oturması,   çatışması, sabit, seyyar veya sabih bir cizme (buz dahil) çarpması,   yangın, infılak yükün bir sığınma limanında boşaltılması, yükleme,   aktarma ve boşaltma ameliyeleri esnasında bir veya birden çok dengin   olduğu gibi tam zıyaa uğraması.
      Bu takdirde dahi 5'nci maddenin 2'nci fıkrasında sayılan hususlar sigortanın dışındadır.
      
      
Madde 20- Hususi avaryalar, hususi şartlar meyanında başka türlü hüküm olmadıkça yüzde üç muafiyet düşülmek suretiyle tazmin olunur.
      Ancak, yükleme, aktarma ve boşaltma ameliyeleri esnasında bir veya   birden çok dengin olduğu gibi tam ziyaa uğraması hallerinde ve aşağıdaki   vakıalardan ileri gelen hususi avaryalar da hiçbir muafiyet tenzil   edilmez:
      Geminin batması veya karaya vurmak veyahut kaya veya sığlığa bindirmek   gibi haller neticesinde tamamen veya kısmen harap olması, oturması,   çatışması, sabit, seyyar veya sabih bir cizme (buz dahil) çarpması,   yangın, infilak, yükün bir sığınma limanında boşaltılması.
      
      
Madde 21- Hususi şartlarda aksine hüküm bulunmadıkça,   muafiyet; -tatbiki icabettikte- denk başına ve şayet mallar dökme   halinde ise ambar başına hesaplanır.
      
      
Madde 22- Kısmen vaki olan ziya ve hasarlar, poliçe   umumi şartlarının hükümleri mahfuz kalmak üzere, sigortacının,   mahallindeki avarya korniseri ile karşılıklı olarak ve eğer sigortacının   orada avarya komiseri yoksa, mahalli usul ve adetlere göre tesbit   edilmelidir. İşbu tesbit muamelesi malların tahliyesini takip eden on   beş gün içinde ve herhalde mütesellimine tesliminden evvel yapılmalıdır.
      Yukarıdaki vecibelerin yerine getirilmemesi sigortacıya tazminat   talebini red hakkını verir meğer ki bu vecibelerin yerine   getirilmeyişinin mücbir sebeplerden ileri geldiği sigortalı tarafından   isbat edilmiş olsun.
      Ziya ve hasarların tesbiti hususundaki vaki masraflarla ekspertiz   ücretleri malların mütesellimi tarafından ödenir ve bunların tamamı,   tesbit olunan ziya ve hasarlar           -tamamen veya kısmen- sigortalı   bir rizikodan ileri gelmiş bulunuyorsa, sigortacı tarafından tazmin   olunur.
      
      
Madde 23- Sigortacı, hususi avarya sebebiyle tazrninat   talebine mevzu olan mallardan hasarlı kısımların, kıymetlerinin taayyünü   için açık arttırma ile satışını bihakkın talep edebilir; bundan dolayı   sigortacı bir tasarruf fiilinde bulunmuş sayılmaz.
      Satış, mallar gümrüklenmeden yapılırsa gümrüksüz kıymet, gümrüklendikten   sonra yapılır ise gümrüklü kıymet hususi avarya olarak tanzimi icap   edecek meblağın tayininde mukayeseye esas tutulur.
      
      
Madde 24- Tazminat Talebi:
      a) Umumi avarya garame payları için dispeçin tanzimi tarihinden itibaren bir sene,
      b) Bütün diğer hallerde, geminin hareket tarihinden itibaren iki sene,
      içinde sigortacının kabulüne iktiran etmemiş veya aynı mühletler   zarfında sigortalı mutalebesini selahiyetli mahkemeye intikal ettirmemiş   ise sigortacı her türlü mutalebeden kurtulmuş olur.
      
      
Madde 25- Sigorta Değeri:
      a) Ham maddeler ile toprak mahsulleri için, malların varma mahallinde ve   tahliye zamanındaki hasarsız vaziyette piyasa kıymetidir.
      b) Mamul ve yarı mamul maddeler için, malların tahmil yerinde ve tahmil   zamanındaki bedeline gemiye kadar olan bilcümle masarif ile istirdadı   mümkün olmayan navlun, sigorta ücreti ve yüzde on kar payı ilave   edildikten sonra hasıl olan miktardır.
      Sigorta bedeli sigorta değerini aşarsa, aşan kısım hükümsüzdür.
      Sigorta bedeli sigorta değerinden dün ise sigortacıya terettüp edecek tazminat noksan sigorta nisbetinde azalır.
      
      
Madde 26- Sigortacı, sigorta tazminatını ödemekle,   sigortalının biilcümle mes'ul şahıslara karşı olan rücu vesair haklarını   iktisap eder ve bu haklara taalluk eden her hususta sigortalının yerine   geçer. Sigortalı, sigortacının talebi halinde bu keyfiyeti dispeçte   veya sigorta tazminatı makbuzunda veyahut buna mahsus bir vesikada teyit   eylemeyi taahhüt eder.
      Bu suretle sigortalının yerine geçme keyfiyeti, ancak ödenen sigorta tazminatı miktarınca muteber olur:
      
      
Madde 27- Sigorta ücreti poliçenin teslimi ile ve poliçenin derhal teslimi mutad olmayan hallerde, akitle vacibüttediye olur.
      Her halükarda sigortacının deruhte ettiği riziko işlemeye başlamakla, sigorta ücretinin tamamı sigortacı için müktesep olur.
      
      
Madde 28- Hususi şartlar umumi şartlara tekaddüm eder.