Türkiye'de Sigortacılık

Turkiye-Rehberi.Net Pinterest Turkiye-Rehberi.Net WhatsApp Turkiye-Rehberi.Net Facebook Turkiye-Rehberi.Net Twitter Turkiye-Rehberi.Net LinkedIn Turkiye-Rehberi.Net Çıktı Al Turkiye-Rehberi.Net Gmail Turkiye-Rehberi.Net Email Gönder
Sigorta kelimesi, Türkçe'ye İtalyanca sicurta kelimesinden geçmiştir. Ahilik teşkilatı gibi mesleki loncalar, kurdukları yardım sandıklarıyla Osmanlı İmparatorluğu'ndaki ilk sigorta örneklerini verdiler. Bu sandıklar yangın ve ölüm gibi bugün de sigorta konusu olan risklere karşı üyelerini koruyordu.

Bu ilk örnekler dışında, Türkiye'de sigortacılık geç gelişti. Bunun nedeni olarak İslam dininin kadercilik anlayışı gösterilir. Belki de daha önemli bir neden, ticaretin ve mali yapının Batı Avrupa'ya kıyasla geri kalmış olmasıydı.
1870 yılında özellikle İstanbul'daki azınlıkların ve yabancıların mallarını etkileyen Beyoğlu yangını, sigorta düşüncesinin yaygınlaşmasına ve ilk sigorta şirketlerinin kurulmasına neden oldu. Bunların çoğu yabancı kökenliydi. İlk yerel sigorta şirketi, 1893 yılında kurulan Osmanlı Umum Sigorta Şirketi oldu. 1864 tarihli Deniz Ticareti Kanunu'nda sigortacılıkla ilgili ilk düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler 1906'da kara sigortacılığına özel hükümler kanunlaşıncaya kadar kıyas yöntemiyle kara sigortalarında da kullanıldı. Yabancı sigorta şirketlerinin başına buyruk çalışmalarını düzenlemek amacıyla 1914'te sigorta denetimi konusunda ilk kanun çıkarıldı.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte, milli iktisat anlayışı doğrultusunda, sigortacılık alanında da yerel sermayenin varlık göstermesi için yeni sigorta şirketleri kuruldu.

1929 yılında, sigortacıların meslek kuruluşu olarak Sigortacılar Cemiyeti Daire-i Merkeziyesi kuruldu. Bu kuruluş, bugün de varlığını Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği adıyla devam ettirmektedir.

1956 yılında düzenlenen Türk Ticaret Kanunu'nun beşinci kitabında, sigortacılıkla ilgili düzenlemeler yapıldı. 2007 yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret Kanunu'nun taslak çalışmasında sigortacılıkla ilgili önemli düzenlemeler öngörülmüştür.

1980'li yıllarda Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde uygulanan liberal siyaset sayesinde yabancı şirketler türk sigorta sektörüne dönmeye başladı.

1990 yılında, o zamana kadar devlet tarafından belirlenen sigorta tarifeleri serbest bırakıldı. Bunun sonucu olarak sigorta primleri ve şirket kârları hızla düştü, rekabet zorlaştı. Düşen kârlar ve 90'lı yıllarda yaşanan ekonomik krizler nedeniyle yabancı şirketler yavaş yavaş Türk sigorta piyasasından çekildiler. Ancak Türk sermayeli banka ve holdinglerin öncelikle kendi grup risklerini sigortalamak üzere çok sayıda şirket kurması nedeniyle sektörde bir daralma yaşanmadı.

1990'ların son yıllarından itibaren Türkiye'ye yabancı sermayeli sigorta şirketlerinin yeniden geldiği ve pazar paylarını giderek büyüttükleri görülmektedir. 2006 yılında sektörde yabancı sermayeli şirketlerin pazar payı %50'yi geçmişti. İzleyen yıllarda bu eğilim devam etti ve Türk sigorta sektörü, büyük oranda yabancı sermaye etkisi altına girdi.

3 Haziran 2007'de sektörün uzun süredir beklediği Sigortacılık Kanunu kabul edildi ve yürürlüğe girdi. Kanun, özellikle Türk sigorta sektörünün Avrupa Birliği'ne uyumlu hale gelmesine yönelik hükümler içeriyordu.