Bakan'dan emekliye kötü, işçiye iyi haber

Turkiye-Rehberi.Net Pinterest Turkiye-Rehberi.Net WhatsApp Turkiye-Rehberi.Net Facebook Turkiye-Rehberi.Net Twitter Turkiye-Rehberi.Net LinkedIn Turkiye-Rehberi.Net Çıktı Al Turkiye-Rehberi.Net Gmail Turkiye-Rehberi.Net Email Gönder
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, emeklilerin banka promosyonu almaları konusunda banka genel müdürleriyle yapılan ilk toplantıdan uzlaşma çıkmadığını söyledi. İşçiler için 'Rahat olun' mesajı verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, emeklilerin banka promosyonu almaları konusunda banka genel müdürleriyle yapılan ilk toplantıdan uzlaşma çıkmadığını, Ekim ayı içerisinde banka müdürleriyle bir araya gelip konuyu yeniden ele alacaklarını söyledi.

Bankacılarla yaptıkları ilk toplantının detaylarını paylaşan Bakan Çelik, "Bizim taleplerimizle ilgili, onların söyledikleri arasında bayağı ciddi bir uçurum var, bunu ifade etmekte fayda var. Kamuoyunda şimdi konuşulanlarla, bankanın ortaya koyduğu bilanço, karlar ve olabilecekler arasında hiçbir uyum söz konusu değil." dedi. Bakan Çelik, kıdem tazminatı konusundaki çalışmaları da "Kimsenin endişe etmeye gerek yok, elde edilmiş haklara dokunulmayacak." sözleriyle değerlendirdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, emeklilere verilecek banka promosyonlarıyla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Emeklilerin banka promosyonlarından faydalanma konusunun yetkili sendika olan Memur-Sen'in toplu sözleşme sürecinde ısrarla gündeme getirdiğini belirten Çelik, şunları kaydetti: "Promosyonlar toplu sözleşmede gündeminde olan bir konuydu. Memurlarla toplu sözleşme yaptığımız zaman ilgili, yetkili sendika ısrarla bu konunun masada konuşulmasını ısrarla söyledi. Biz dedik ki; 'Masada konuşulduğu zaman taraflar yok burada, banka müdürleri yok, karları nedir, zararları nedir, emekliye verdiğimiz 122 milyar liralık maaştan bunların karı nedir ki biz talepte bulunacağız, bunların verileri elimizde yok' dedik."

BANKALARIN VERDİKLERİYLE, TALEP EDİLENLER ARASINDA UÇURUM VAR

Toplu sözleşme bittikten sonra banka genel müdürleriyle bir araya geldiklerini anlatan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, konunun kamuoyunda yanlış anlaşıldığını söyledi. Çelik şöyle devam etti: "Yanlış anlaşılma var. Biz, ilgili, yetkili sendika Memur-Sen'le banka müdürlerini toplu sözleşme sürecindeki talepten dolayı bir araya getirdik. Orada, Memur-Sen Genel Başkanı talebini bir kez daha dile getirdi ve ayrıldı. Sonra biz müdürlerle toplantı yaptık. Burada bahsedildiği gibi bankaların bu üç gün paranın orada kalmasında, bankada kalmasından dolayı çok büyük karlarının olmadığını açıkça söylediler.

Biz dedik ki 'emeklilerin böyle bir talebi var, çalışan memurlar banka promosyonu alıyorlar, emekliler alamıyor, bir adaletsizlik var, bunu birlikte konuşalım'. Konuşma anlamında güzel bir görüşme oldu. Fakat verilerle ilgili, bizim taleplerimizle ilgili, onların söyledikleri arasında bayağı ciddi bir uçurum var, bunu ifade etmekte fayda var. Kamuoyunda şimdi konuşulanlarla, bankanın ortaya koyduğu bilanço, karlar ve olabilecekler arasında hiçbir uyum söz konusu değil. Nitekim bazı bankalar özel bankalar bazı uygulamalar içerisindeler.

Bir çeyrek altın uygulaması yapanlar var. Bunlar da orada konuşuldu. Tekrar bir araya gelinip, yapılabilecek ne varsa onun üzerinde gayret edilmesi gerektiğini, 'az-çok demeden' bir bakış açısı değil, burada hakikaten emeklinin hakkı neyse, bunu görelim ve onu da verelim' noktasında yeni bir toplantıya kaldı, promosyon mesele. Ekim ayı içerisinde tekrar görüşüp neticeyi almış olacağız."

"KIDEM TAZMİNATINDA KİMSE ENDİŞELENMESİN, ELDE EDİLMİŞ HAKKI ALMAYACAĞIZ"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, kıdem tazminatına yönelik çalışmaları da değerlendirdi. Geçtiğimiz Perşembe ve Cuma günü Ankara'da çok geniş katılımlı 'Çalışma Meclisi' toplantısını gerçekleştirdiklerini vurgulayan Bakan Çelik, Türkiye'deki bütün çalışma hayatının katıldığı toplantının önemli gündem konulardan birisinin de kıdem tazminatı olduğunu söyledi. Bakan Çelik, "Kıdem tazminatı, keyfi olarak çalışma meclisinin gündemi olmuyor, bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor, yaşanılan sorunlar var. Aslında birebir görüşmelerimizde tüm taraflar, kıdem tazminatıyla ilgili sorunlar olduğunu, çözüme kavuşturulması gerektiği konusunda bir fikir birlikteliği var aslında. Ama diğer taraftan içeriği hakkında bilgi sahibi olunmadığı için 'acaba kıdem tazminatı fonunun tartışılması, bir hak kaybından mı kaynaklanıyor' gibi önyargıyla hareket edenler de var.

Sayın Başbakanımız ölçüyü koymuştur; tarafların uzlaşmasıyla çözülecek bir meseledir. Uzlaşılmaması için de ben bir neden görmüyorum. Gerçekten kıdem tazminatı, bugün çoğunluktaki, büyük ekseriyeti olan işçilerimizin alamadığı bir tazminattır. Çalışandan yana olmayan bir sistemi savunmak doğru değil. Nasıl çözüm yapalım? Bununla ilgili farklı görüşte olanlar var, fon diyenler var, yani çok masaya oturulduğu zaman çözüme kavuşturulması zor olmayacak konu görüyorum. Zor konudur, ama oturup içeriğini girdiğiniz zaman zor olmadığını çok rahat şekilde görmek mümkün. Yüzde 90 çalışanının yararlanamadığı bir tazminat sistemini savunmak doğru olmasa gerek." diye konuştu.

Çalışma Meclisi'nde konunun tartışıldığını ve üzerinde çalışılması konusunda bir değerlendirme yapıldığını belirten Çalışma Bakanı Faruk Çelik, mevcut hak elde etmiş olan işçilere dönük bir hak kaybı olmadığının altını çizdi. Çelik şunları söyledi: "Hükümet olarak bu tür meseleleri ele alırken işçiye veya işveren mağduriyet yaşatalım demiyoruz, sistemin yürümeyen yönlerini çözmeye çalışıyoruz. Onlarca işletme ismi verebilirim, çalışan işçiler tazminatlarını alamıyorlar ve bize geliyorlar 'Ne olur, tazminatlarımızı almak konusunda bize aracı olur musunuz?' diyorlar. Demek ki hak etmiş tazminatı ama alamıyor. Hiç tazminat alamayanlar var çalıştığı halde. Bir de süre sebebiyle tazminat alamayanlar var. Çalıştığı halde süre yetmediği için hiç tazminat alamayan milyonlarca işçi var, bunun savunulacak tarafı yok. Biz bunu konuşurken bizim 'işçinin hakkını gasp ediyor' yaklaşımı gibi ucuz yaklaşıma gitmek haksızlıktır.

Çalışma bakanının görevi çalışanlarının sorununu çözmektir. Sağduyu hakim olmalı ve bu kronik sorunlarımızı bu diyalog ortamı sağlıklıyken çözmemiz gerekiyor. Konuşarak çözülmeyecek bir meselenin de olmadığını söylüyorum. Çalışan kesimler var bu konuyla ilgili, önerilerini getirecekler. 'Hak nedir, hak kaybı nedir, var mıdır, yok mudur?' hepsini masaya yatırıp ona göre çözüm yolu bulacağız. Kimsenin endişe etmesine gerek yok. Hükümetimiz endüstriyel ilişkilerde her iki tarafın hak ve menfaatlerini koruma noktasında çok hassas davranmıştır. Hassas davrandık bu kadar büyük ihracatı gerçekleştirdik, has davrandık işçilerimiz enflasyona hiçbir zaman ezdirilmedi."